Sana Göre Haber

İhmal Öldürüyor, Cezasızlık Yaşatıyor: Türkiye’nin Sorumluluk Krizi ve Önlenemeyen Ölümler

Türkiye’de İhmal Öldürüyor, Cezasızlık Yaşatıyor

Türkiye’de her gün, her ay ve her yıl yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Bu ölümlerin büyük bir çoğunluğu kaderin bir cilvesi değil, doğrudan ihmalin bir sonucudur. En endişe verici olan ise bu ölümlerin “önlenebilir” olmasına rağmen önlenmemesidir. Daha da kötüsü, bu ihmaller zincirinin sorumluları genellikle cezasız kalıyor. Bu nedenle, Türkiye’de “cezasızlık” artık sadece bir hukuk meselesi olmaktan çıkmış, toplumsal bir çöküşün sessiz ama ölümcül bir göstergesine dönüşmüştür.

Ne yazık ki, bu trajediler toplum nezdinde sıradanlaşmaya başlamıştır. Örneğin, önceki gün orman yangınlarında 10 orman işçimiz şehit oldu. Onlar, vatan toprağı bildikleri ormanları canları pahasına korumaya çalışırken alevlerle baş başa bırakıldı. Peki, bu felaket yaşanmadan önce hangi önlemler alınmıştı? Kış aylarında unutulan, yaz gelince akla gelen yangınlara karşı hazırlıklar zamanında yapıldı mı?

Önlem Almak Mümkünken Neden Harekete Geçilmiyor?

Birkaç yıl önceki Marmaris yangınlarında söndürme çalışmalarına bizzat katılmış biri olarak, o günden bugüne anlamlı bir ilerleme kaydedilemediğini görüyorum. Mesele sadece uçak ya da helikopter alımı değildir. Elektrik hatlarının denetlenmesi, orman içindeki kuru otların temizlenmesi, acil durum planlarının oluşturulması, tatbikatların yapılması ve en önemlisi kamera ve yapay zekâ gibi teknolojik sistemlerin entegrasyonu gibi atılacak sayısız adım bulunmaktadır.

Yakın Dönemden Acı Örnekler: Sorumluluk Yasak, Ölüm Serbest

Bu ülkede ölümün ne kadar kolay, sorumluluk almanın ise ne kadar zor olduğunu yakın dönemdeki felaketlerle daha net görebiliriz.

2021 Kastamonu Bozkurt Sel Felaketi

2021 yılında Kastamonu Bozkurt’ta yaşanan sel felaketinde AFAD verilerine göre en az 71 yurttaşımız hayatını kaybetti. Felaketin sebebi, devlet kurumlarının yıllar önceki “Burada büyük bir sel yaşanabilir” uyarılarına rağmen dere yatağına yapılaşmaya izin verilmesi ve HES kapaklarının zamanında açılmamasıydı. Görevini yapması gereken bürokratların ihmali, 71 cana mal oldu.

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri

Resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş merkezli depremler, bir başka büyük ihmal trajedisidir. Bu insanlar, fay hatları üzerine inşa edilmiş çürük binaların altında can verdi. Uzmanlar yıllarca uyardı, tatbikatlar yapıldı ama denetim görevini yapması gerekenler görmezden geldi. Bir gün böyle bir deprem olacağı bilinmesine rağmen hiçbir somut adım atılmadı.

2025 Bolu Kartalkaya Otel Yangını

Ocak 2025’te Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında ise 78 yurttaşımız hayatını kaybetti. Tadilat halinde olmasına rağmen faaliyet gösteren otelin yangın merdiveni çalışmıyor, acil çıkışları kapalı ve elektrik tesisatı yıllardır kontrol edilmemişti. Kaza adeta davetiye çıkarılarak yaşandı ve bu duruma rağmen otele tüm işletme izinleri verilmişti.

Cezasızlık Zırhı: Sorumlular Neden Yargılanmıyor?

Bu üç örnekte de ortak olan bir gerçek var: Ölenler sıradan yurttaşlar, hayatta kalanlar ise sorumsuz yetkililer. Kartalkaya yangınıyla ilgili 32 kişi yargılanıyor, ancak asıl sorumlu olan kamu görevlileri ve denetim izni veren bakanlıklar hakkında tek bir soruşturma dahi açılmadı. Çünkü Türkiye’de bir kamu görevlisini yargılamak için özel izin gerekiyor ve bu izin nedense hiçbir zaman verilmiyor.

Deprem sonrası yüzlerce müteahhit gözaltına alındı, manşetler atıldı. Peki sonra ne oldu? O binalara imza atan belediye yetkilileri, zemin etüdünü onaylayan kurumlar ve yapı denetim şirketleri hâlâ görevlerinin başında. Kastamonu’daki selde dere yatağına imar izni verenler de aynı şekilde korundu. Adalet arayanların çığlıkları duyulmadı.

Toplumsal Bir Ahlak ve Vicdan Sorunu

Mesele artık hukukun ötesinde bir ahlak ve vicdan sorununa dönüşmüştür. Devletin asli görevi, vatandaşını “ölmeden önce” yaşatmaktır. Ancak bizler yangın çıkmadan, sel gelmeden, deprem olmadan önlem almıyor; felaket sonrası sadece “Başımız sağ olsun” demekle yetiniyoruz.

Acil Çözüm Çağrısı: Bu Düzen Değişmeli

Bu gidişata dur demek için atılması gereken adımlar nettir:

Unutmayalım ki, bazı ölümler gerçekten önlenebilirdi. Ama önlenmedi. Çünkü bu ülkede ölüm serbest, sorumluluk ise hâlâ yasak.

Exit mobile version