Netanyahu’nun Mirası: Gazze Politikaları Küresel Yahudi Güvenliğini Nasıl Tehdit Ediyor?

Netanyahu’nun Genişleyen Cephesi ve Küresel Yankıları

Gazze, Yemen, Lübnan ve İran’ın ardından rotasını Suriye’ye çeviren Başbakan Netanyahu, “Şam’ın güneyinde, sınırımız boyunca uzanan bölgenin silahlardan arındırılmasını sağlayacağız” açıklamasında bulundu. Bu adımın İsraillilerin güvenliği için bir zorunluluk olduğunu savundu. Ancak Netanyahu’nun “silahsız bölge” tanımının Golan Tepeleri ve Filistin örneklerinde olduğu gibi işgal anlamına geldiği biliniyor.

Peki, bu yeni hamle İsraillilerin güvenliğini gerçekten temin edecek mi? Yanıt kesinlikle hayır. Son günlerde Avrupa basınında yer alan haberler, İsrail karşıtı atmosferin, Yahudiler için güvenli kabul edilen ülkelerde dahi nasıl hızla yayıldığını gözler önüne seriyor.

  • İrlanda’daki publarda geceler “İsrail’i vuralım” şarkılarıyla son buluyor.
  • İspanya’da soykırım yanlısı sloganlar atan İsrailli turistler, güvenlik güçleri tarafından uçaktan indiriliyor.
  • Bazı lokantalar İsrailli müşterilere servis vermeyi reddediyor.
  • İsrail’den turist getiren gemiler Yunan adalarına alınmıyor.
  • Yunanistan’daki futbol stadyumları “Kahrolsun İsrail, yaşasın bağımsız Filistin” sloganlarıyla çınlıyor.

Hitler ve Netanyahu Arasındaki Fark

Yaklaşık 80 yıl önce Hitler, Yahudileri tecrit ederek gettolara hapsetti ve büyük bir soykırıma imza attı. Fakat bu zulüm, dünya genelinde Yahudilere yönelik bir sempati dalgası oluşturdu ve birçok ülke onlara kapılarını açtı. Buna karşın Netanyahu, Gazze’de Filistinlilere yönelik uyguladığı soykırım politikalarıyla İsraillilerin sahip olduğu uluslararası krediyi tamamen tüketti ve Yahudileri dünya çapında bir nefret objesi haline getirdi. Bu süreçte İsrailliler için en güvenli ülkenin Türkiye olarak öne çıktığını belirtmek gerekir.

İsrail’in Küresel Etkisi: Bir İç Güvenlik Meselesi

Aylardır ABD’deki yerleşik medya, istihbarat ve sermaye çevreleriyle mücadele ederek seçimleri kazanan Donald Trump‘ın, iktidarını İsrail ile paylaşmak istemeyeceğini dile getiriyorum. Trump’a yönelik suikast girişiminden, Mossad bağlantılı Epstein dosyası üzerinden başlatılan son kampanyaya kadar pek çok gelişmeyi, Trump’ın İsrail ile olan bilek güreşinin bir parçası olarak değerlendiriyorum.

Dünyayı sadece siyah ve beyaz olarak görenler için bu analizler birer komplo teorisi olabilir. Ancak İsrail Dışişleri Bakanı Saar’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Macron‘un Filistin’i BM’de tanıma kararını, “Umarız Paris sokaklarında güvenliği sağlamayı başarır” sözleriyle tehdit etmesi, yaşananların bir film senaryosu olmadığını kanıtlıyor. Film çoktan sona erdi.

Ukrayna’da Siyasi Kriz: Zelenski’nin Sonu mu Geliyor?

Ukrayna’da 2014’te Avrupa destekli Euromaydan hareketiyle başlayan “turuncu devrim” süreci, acı bir sonla noktalandı. Batı’nın yönlendirmesiyle iktidara gelen Zelenski döneminde işler sarpa sardı; Rusya, Ukrayna’nın doğusunu işgal ederek Kırım’daki konumunu güçlendirdi. Milyonlarca Ukraynalı mülteci durumuna düşerken, Zelenski’yi iktidara taşıyan oligarklar ülkeyi talan ettikten sonra Avrupa’nın güvenli şehirlerine yerleşti.

Halk Yeniden Sokaklarda

Halk, 11 yıl aradan sonra tekrar meydanlarda. Protestoların temel nedenleri şunlar:

  1. Zelenski’nin yolsuzlukla mücadele eden iki resmi kurumun bağımsızlığını ortadan kaldıran yasayı onaylaması.
  2. Hükümetin artan yolsuzlukları.
  3. Anayasaya aykırı bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimlerini ertelemesi.

Bu gösteriler, Financial Times ve Spectator gibi yayın organlarında çıkan ve Zelenski’nin otoriterleştiğini, basına sansür uyguladığını ve halk desteğini yitirdiğini belirten makalelerden bağımsız düşünülemez. Zelenski’nin yerine eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni ve Ukrayna’nın İngiltere Büyükelçisi’nin ismi geçse de, muhalefetin henüz net bir lideri bulunmuyor. Ancak bu bir engel değil; zira 6 yılda ülkeyi felakete sürükleyen Zelenski de bir televizyon dizisinden apar topar siyasete transfer edilmişti.

Uluslararası Gündemden Notlar

Çin Yüksek Halk Mahkemesi Başkanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) çağrıda bulunarak, Netanyahu’ya karşı derhal harekete geçilmesini ve yasaların öngördüğü en ağır şekilde yargılanmasını talep etti.