Uluslararası Arenada Yankı Uyandıran Üç Kritik Olay
Geçtiğimiz günlerde uluslararası kamuoyunda dikkat çeken üç farklı olay yaşandı. İlk olarak İspanya‘da, yaz kampından dönen 13-15 yaş aralığındaki 50 Yahudi çocuğun, Valensiya-Paris uçağında soykırım marşları söylemesi yolcular arasında gerginliğe neden oldu. Tepkilere “Araplara Ölüm” sloganlarıyla karşılık vermeleri üzerine pilotun müdahale talebiyle çocuklar uçaktan indirildi ve sorumluları gözaltına alındı.
İkinci olay ise Almanya‘da gerçekleşti. İki Alman polis memurunun, Almanya’daki PKK’lı teröristlere ait kişisel bilgileri Türkiye’nin konsolosluğuna sızdırdığı iddiasıyla sorgulandığı ortaya çıktı. Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkede yaklaşık 15 bin PKK sempatizanı bulunuyor ve bu durum, Türkiye’nin terörle mücadelesinin sınır ötesi boyutunu gözler önüne seriyor.
Üçüncü ve en çarpıcı olay, geçen hafta Suriye’nin Rakka kenti yakınlarında meydana geldi. Süveyda’da İsrail destekli Dürzilere yardım amacıyla toplanan 600 kişilik YPG militanı, 80 araçlık bir konvoyla yola çıkmaya hazırlanıyordu. Ancak konvoy, gece saatlerinde ‘tanımlanamayan SİHA’lar’ tarafından hedef alınarak imha edildi ve militanlar dağıldı.
İsrail’in Bölgesel Politikaları ve Mossad’ın Faaliyetleri
Bu üç olay, ilk bakışta birbirinden bağımsız gibi görünse de, aslında daha büyük bir jeopolitik denklemin parçalarıdır. İsrailli çocukların sergilediği tutum, ülkenin genel psikolojisini yansıtırken, Gazze’de yaşanan insani kriz ve sivil katliamları, İsrail’in Suriye’deki istikrarsızlaştırma çabalarıyla birleşiyor.
İsrail’in gizli servisi Mossad‘ın, dünya genelindeki Siyonist ağlar sayesinde operasyonel kapasitesi oldukça geniş. Daha önce Gazze’ye yardım götüren Madleen yelkenlisine uluslararası sularda müdahale eden Mossad, şimdi de yola çıkmaya hazırlanan Hanzala gemisini hedef aldı. İtalya’nın Galipoli Limanı’nda gemiye yönelik iki sabotaj girişimi tespit edildi.
- İlk girişimde, geminin pervanesine sağlam halatlar dolanarak hareket etmesi engellenmek istendi. Bu durum kaptanın dikkati sayesinde önlendi.
- İkinci girişimde ise geminin içme suyu depolarına sülfürik asit karıştırıldı. Suyla temas eden personelin ellerinde yanıklar oluşmasıyla sabotaj fark edildi ve sular derhal değiştirildi.
Türkiye’nin Kararlı Duruşu ve İsrail ile Yeni Gerilim Hattı
Türkiye, yarım asırdır mücadele ettiği PKK terörünü bitirme noktasına gelirken, dış politikada da önemli başarılara imza attı. Karabağ’daki 30 yıllık Ermeni işgalinin sonlandırılması, Ukrayna’da Rus ilerleyişinin durdurulmasına verilen destek, Libya ve Somali’deki istikrar operasyonları bu başarılardan sadece birkaçı.
Ancak şimdi Türkiye, Suriye’de İsrail ile fiilen sınır komşusu haline gelerek yeni ve daha zorlu bir meydan okumayla karşı karşıya. Yayılmacı Siyonist politikaları Golan Tepeleri’nden söküp atma hedefi gündemdeyken, İsrail Meclisi’nin Batı Şeria’nın ilhakı yönünde tavsiye kararı alması gerilimi tırmandırdı. Bu hamleye karşı Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıyacaklarını açıklaması önemli bir diplomatik adım oldu.
Bu gelişmelerin ortasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan‘ın sözleri, İsrail’de büyük yankı uyandırdı. Fidan’ın açıklaması net bir uyarı niteliğindeydi:
“İsrail’in yakın çevresini bölüp parçalayarak kaos oluşturduğunu hatırlatan Fidan, “Bölmeye ve istikrarsızlaştarmaya doğru giderseniz biz bunu kendi milli güvenliğimize karşı doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz”
Bu ifadeler, Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere kayıtsız kalmayacağının ve İsrail’in yayılmacı politikalarına karşı net bir tavır sergilediğinin en açık göstergesi olarak yorumlandı.