Sana Göre Haber

Bilim Açıklıyor: Sağlıklı Yaşlanmanın Sırrı Genetik Değil, Yaşam Tarzında Gizli

Sağlıklı ve Uzun Bir Yaşamın Şifreleri

Kardiyoloji uzmanı Dr. Eric Topol, 99 yaşındaki bir hastasının kliniğine tek başına kendi aracıyla geldiğini gördüğünde şaşkınlığını gizleyemedi. BBC’ye verdiği demeçte, “Kendi aracıyla gelmişti. Geniş bir sosyal çevresi olan ama yalnız kalmaktan da keyif alan bu capcanlı, sağlıklı müstesna kadın hakkında kısa sürede daha fazlasını öğrendim” ifadelerini kullandı. ABD’nin önde gelen tıbbi araştırma merkezlerinden Scripps Araştırma Translasyonal Enstitüsü‘nün kurucusu olan Dr. Topol, kariyerini bazılarımızın neden diğerlerinden daha uzun ve sağlıklı yaşadığını anlamaya adadı.

Yaşlanma Karşıtı Mitlere ve Sözde Bilime Karşı Uyarı

Dr. Topol, bilimsel bir temeli olmadan pazarlanan yaşlanma karşıtı ürünlere ve prosedürlere karşı halkı uyarıyor.

“Belki bir gün iyi yaşlanmamızı sağlayacak büyülü bir hapımız olabilir ama şu anda yok, yanından bile geçmiyoruz.”

Peki, bilimsel veriler sağlıklı yaşlanma için bize hangi yolları gösteriyor?

Genetiğin Rolü Gerçekten Belirleyici mi?

Dr. Topol ve ekibi, 2007 yılında başlattıkları altı yıllık bir çalışmada, 80 yaş ve üzerinde olup ciddi sağlık sorunları yaşamayan yaklaşık 1400 kişinin genetik kodunu analiz etti. Bu kişileri, yani “süper yaşlananlar” olarak adlandırılan grubu bulmanın oldukça zor olduğunu belirten Topol, bu bireylerin kronik hastalık geçmişi veya sürekli ilaç kullanımı olmadığını vurguluyor.

Araştırma sonucunda, bu kişilerin sağlıklı yaşam sırlarının genetiklerinde belirgin bir şekilde yatmadığı görüldü. Dr. Topol, “Bu insanlar inanılmaz, sağlıklı bir yaşlanma statüsüne ulaşıyor. 100’lü yaşlara kadar. Genelde de bu ailede görülen bir durum değil. Belki genetik bir yanı vardır ama başlıca açıklama değil” diyor. Bu bulgu, ailesinde kronik hastalık öyküsü olanlar için umut verici bir mesaj taşıyor.

Kronik Enflamasyon: Sağlıklı Yaşlanmanın Düşmanı

Dr. Topol’un teorisine göre, “süper yaşlananların” sırrı, yaşa bağlı hastalıklarda sıkça görülen kronik enflamasyonla daha az karşılaşmaları. Enflamasyon, vücudun enfeksiyon veya yaralanma gibi durumlara verdiği doğal bir tepkidir. Ancak University College London Sağlıklı Yaşlanma Enstitüsü Direktörü Prof. David Gems, bu durumun kronikleştiğinde ciddi sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.

“Kronik enflasyondaki sorun biraz ayrılmak istemeyen inşaatçılar gibi. Hep oradalar ve sonunda büyük bir baş ağrısına dönüşüyorlar.”

Modern yaşam tarzı ve özellikle işlenmiş gıdalarla dolu beslenme alışkanlıkları, vücudun bu kronik enflamasyon sürecini tetikleyebiliyor. Obezitenin diyabet, bunama ve kalp hastalıklarına yol açmasının altında yatan mekanizmalardan biri de budur.

Bilimin Işığında Sağlıklı Yaşlanma İçin Adım Adım Rehber

Dr. Topol, kronik enflamasyonu azaltmak ve sağlıklı yaşlanmayı desteklemek için bilimsel kanıtlara dayanan şu önerilerde bulunuyor:

1. Beslenme: Akdeniz Diyeti Mucizesi

Bitki bazlı, bol sebze ve meyve içeren Akdeniz diyeti tarzı beslenme, enflamasyonu kontrol altında tutmanın en etkili yollarından biridir.

2. Uyku: Beynin Temizlik Mekanizması

Yeterli ve kaliteli uyku, beynin kendini temizlemesi için kritik öneme sahiptir. Dr. Topol, “Her gece beynimizde gerçekten toksik ve enflamasyonu teşvik edebilecek atık maddeler, metabolitler oluşur. Bunları beynimizde son yıllarda keşfedilen glimfatik kanal aracılığıyla atmalıyız” diyor. Bu sistem en çok uyku sırasında aktif olduğundan, yetersiz uyku beyinde toksin birikimine ve nörodejeneretif hastalıklara zemin hazırlayabilir.

3. Egzersiz: En Güçlü İlaç

Dr. Topol, egzersizin önemini şu sözlerle vurguluyor: “Egzersiz bir ilaç olsaydı, bulduğumuz en çığır açıcı ilaç olurdu.” Hızlı yürüyüş ve bisiklet gibi aerobik egzersizlerin yanı sıra, ağırlık ve denge egzersizlerinin de ihmal edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Önemli olan aşırıya kaçmak değil, sürdürülebilir bir aktivite rutini oluşturmaktır.

4. Sosyal Etkileşim: Zihinsel Canlılık

Sosyal izolasyondan kaçınmak, bunama riskini azaltmada önemli bir faktördür. Araştırmalar, aile ve arkadaşlarla düzenli olarak görüşmenin, toplumsal faaliyetlere katılmanın hem bunama hem de ölüm riskini düşürdüğünü gösteriyor.

Dr. Topol, 99 yaşındaki hastasının bu konuda mükemmel bir örnek olduğunu söylüyor: “Çok candan bir yaklaşımı var. Sosyal temasta bulunuyor. Çok hobisi var. Yağlıboya resimler yapıyor ve ödüller kazanmış. Hepimizin amaçlaması gereken bu: Sağlıklı yaşlanma.”

Exit mobile version