Dea Kulumbegashvili’nin ‘Nisan’ı: Gürcistan’da Kadın Hakları ve Kürtaj Üzerine Çarpıcı Bir Anlatı
Amerikan asıllı İngiliz şair T.S. Eliot, meşhur “Çorak Ülke” şiirinde, “Nisan, en zalim aydır” dizeleriyle baharın çelişkili doğasına dikkat çeker. Gürcistan sinemasının son on yılda yetiştirdiği en dikkat çekici yönetmenlerden Dea Kulumbegashvili‘nin ‘Nisan’ adlı filmi de adını ve anlatısını bu derinlikten alıyor. Film, doğanın yeniden canlandığı bu ayda, kadın bedeninin ve haklarının mücadelesini merkeze koyuyor.
Filmin Konusu: Kırsal Gürcistan’da Bir Direniş Öyküsü
Film, erken yaşta zorla evliliklerin, aile içi şiddetin ve kadın hakları ihlallerinin yaygın olduğu kırsal Gürcistan’da geçiyor. Başroldeki Nina (Ia Sukhitashvili), bir kadın doğum uzmanı olarak görev yaparken, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik baskılar nedeniyle kürtaj yaptıramayan kadınlara gizlice ve ücretsiz olarak bu hizmeti sunmaktadır. Nina, devletin sosyal ve sağlık sistemlerinin yetersiz kaldığı bir coğrafyada adeta sessiz bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor.
Yönetmenin Gözünden ‘Nisan’ ve Sembolizmi
Yönetmen Dea Kulumbegashvili, Euronews Türkçe’ye verdiği demeçte filmin adıyla ilgili olarak şu yorumu yapıyor:
“Bahar mevsimi, yaşamın içine zorla kendini iten bir güç gibi görülüyor. En küçük çiçekler, en ince otlar bile varlıklarını zorlayarak ortaya koyuyor. Tüm gücünüzü ortaya koymak zorunda kalıyorsunuz. Bahar, güçlü ve zorlu bir dönem olarak algılanıyor.”
Kulumbegashvili, filmdeki anlatı katmanlarına da değiniyor: “Filmde nisan ayı, yokluk ve keder duygusuyla dolu. Başkarakter neredeyse güvenilmez bir anlatıcı gibi; en özel sırlarını, duygusal bağının olmadığı yabancı birine açıyor. Yabancılarla kurduğumuz iletişim ve bu iletişimde sahip olduğumuz özgürlük, filmin önemli temalarından biri.” Yönetmen, karakterin hayatındaki boşlukların ve görünmez ilişkilerin, izleyicinin hayal gücüne alan tanımak için bilinçli bir tercih olduğunu vurguluyor.
Sinemada Yalnızlık ve Bağ Kurma
Nina karakterinin etrafını saran büyük boşluk ve yalnızlık hissi, filmin temel direklerinden birini oluşturuyor. Kulumbegashvili, bu durumu sinemanın doğasıyla ilişkilendiriyor: “Gürcü yönetmen Otario Siliani’nin de dediği gibi, film yapmak yalnızlık demek. Filmler de çoğunlukla yalnız insanlar hakkında. Ancak umut edilen, film izleyen yalnız kişinin yalnız olmadığını fark etmesidir. Bu da sinemanın, yalnızlık içinde bağ kurmayı sağlayan bir alan olduğuna işaret ediyor.”
Post-Sovyet Sinemasının Ötesinde Bir Kimlik
Filmin Gürcü ve post-Sovyet sinemasındaki yeri sorulduğunda Kulumbegashvili, Gürcü sinemasının bu etiketle sınırlandırılamayacağını belirtiyor. “Gürcistan, Sovyetler Birliği’nin bir parçası olarak kimliğinden mahrum bırakılmış ve egzotik bir yan parça olarak görülmüştür. Gürcü sineması sadece post-Sovyet sinema olmamakla beraber, coğrafya, kültür ve kimlik açısından çok daha özgün bir yerde duruyor,” diyerek ülkesinin sinematik mirasının özgünlüğüne dikkat çekiyor.
Uluslararası Başarı ve Ülkesindeki Sansür
Yönetmenin ilk filmi ‘Başlangıç’ 2021’de Oscar’da ülkesini temsil etmişti. İkinci uzun metrajı ‘Nisan’ ise 2024 Venedik Film Festivali’nde özel jüri ödülünü kazanarak büyük bir başarıya imza attı ve ABD’de gösterime girdi. Ancak bu uluslararası başarı, filmin kendi ülkesinde karşılık bulamadı.
Gürcistan’da Gösterilmeyen Film
Berlin’de yaşayan yönetmen, ülkesinde pek de sıcak karşılanmıyor. ‘Nisan’, Gürcistan’da resmi olarak hiç gösterime girmedi ve dağıtımı yapılmadı. Ülkede kürtaj yasal olarak hamileliğin 12. haftasına kadar serbest olsa da, özellikle kırsal bölgelerde bu hakka erişim bürokratik ve kültürel engeller nedeniyle neredeyse imkansız. Kulumbegashvili, filmin çekimlerini gizlilik içinde yürüttü ve finansmanı İtalyan yönetmen Luca Guadagnino gibi uluslararası yapımcılardan sağladı.
Gerçekçi Sahneler ve Çekim Süreci
Film, doğum ve kürtaj sahnelerini uzun ve gerçekçi tek planlarla sunuyor. Bu sahnelerin çekimlerinde gerçek hastalar ve sağlık personeli yer aldı. Yönetmen, bu gerçekliği yakalayabilmek için bir yıl boyunca bir doğum kliniğinde gözlemler yaptı. Film, 1 Ağustos’tan itibaren MUBI platformunda izleyiciyle buluşacak.