Halikarnas Balıkçısı’nın Dizeleriyle Deniz Tutkusu
Ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı, namıdiğer Halikarnas Balıkçısı, denizi adeta bir tutkuyla anlatır. Onun “Mavi Sürgün” eserindeki şu satırlar, denizin büyüsünü en iyi şekilde özetler:
“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”
Ve bir diğeri:
“Denize dalarken, sanki bir aynayı şangır şungur kırar ve altına geçerdim. Parıltılı, yeşil bir cennetti.”
Ülkenin zorlu gündeminde, hukuksuzluktan eğitime, gençlerin umutsuzluğundan liyakatsizliğe kadar birçok sorunla boğuşurken, bugün pazar ve ben size yine de güzelliklerden bahsetmek istiyorum.
Gümüşlük’te Sanat ve Günbatımı Şöleni
Bodrum Yarımadası’nın en batı ucunda, antik Myndos kentinin ardındaki tepelerde bir zamanlar gümüş ocakları bulunurdu. Adını buradan alan Gümüşlük, günümüzde bohem ve sanatçı ruhlu insanların mekanı haline gelmiş durumda. Bu yılki Gümüşlük Festivali, klasik müzik ve cazı bir araya getirerek programa ayrı bir zenginlik katıyor.
İki akşam üst üste, denize uzanan bir sahilde, tam günbatımı saatlerinde iki muhteşem caz konserine tanıklık ettim. Sahnenin arkasında kumsal, onun gerisinde mavi ve menekşe tonlarındaki deniz ve ufukta batan güneşin yarattığı doğal fon, adeta bir şölen sunuyordu.
Bu eşsiz atmosferde ilk akşam Adem Gülşen Trio (piyanoda Adem Gülşen, davulda Serkan Alagöl, kontrbasta Mikhail Pashkov) sahnedeydi. İkinci akşam ise aynı üçlüye İpek Göstepe‘nin duru sesi eşlik etti. İlk konserde yaşanan elektrik kesintisiyle parlayan yıldızlar ve ikinci konserde İpek Göztepe’nin klasik caza kattığı özgün yorumlar, ortama tarifsiz bir büyü kattı.
Festival Ahmet Levendoğlu Anısına Devam Ediyor
Festival, bu akşam Antik Taş Ocağı’nda Macaristan’dan gelen MAV Cellists & Özcan Ulucan (keman) klasik konseriyle devam ediyor. Bu konser, aynı zamanda “resmi açılış” niteliği taşıyor ve geçtiğimiz nisan ayında kaybettiğimiz değerli tiyatro insanı Ahmet Levendoğlu anısına düzenleniyor. Kendisi, Gümüşlük Müzik Festivali Sanat Yönetmeni Eren Levendoğlu’nun da babasıydı.
Gümüşlük’te Halkın Hak Arayışı ve Tepkiler
Gümüşlük’te sadece konserler değil, aynı zamanda halkın “Yetti gayrı” isyanları da yankılanıyor. Gönüllülerden oluşan Gümüşlük Forum Grubu önderliğinde halk, hak arayışını sürdürüyor. İşte öne çıkan bazı sorunlar:
- Kıyı İşgali: Gümüşlük sakinleri, mayıs ayından beri her hafta sonu “Kıyılar halkındır, işgali sonlandır” sloganıyla protesto düzenliyor. Tepkilerin odağında, Çayıraltı Halk Plajı‘nın Bodrum Belediyesi kararıyla küçültülerek bir kısmının özel bir işletmeye verilmesi yer alıyor.
- Kültür Merkezlerinin Geleceği: Önceki başkan Ahmet Aras döneminde “Çevre ve Sanat Derneği”ne tahsis edilen ve bölge sanatçılarına ev sahipliği yapan Gümüşlük Sanat Evi, belediyeden gelen “fuzuli işgal” yazısıyla geri alınarak zabıtaya verilmek isteniyor.
- Halk Evine Müdahale: Çocuk Müzesi olarak açılan, daha sonra atölye ve “halk evi” işlevi gören, gönüllü kursların verildiği merkez de Gümüşlük Forum’un elinden alınma tehlikesiyle karşı karşıya.
- Çevresel Sorunlar: Arıtmanın yetersizliği ve kıyıdaki dereye karışan koli basili, halk sağlığını tehdit ediyor.
- Tarihi Miras: 1. derece sit alanı olan Tavşan Adası‘ndaki arkeolojik kazıların durdurulması ve kazı evinin satılarak restorana dönüştürülmesi de büyük tepki çekiyor. Bu konunun muhatabı ise Kültür ve Turizm Bakanlığı.
Bu şikayetlerin ardından Gümüşlüklüler şu ortak sitemi dile getiriyor: “Tamer Mandalinci bir kez olsun Gümüşlük’e gelip bizi dinlemedi. Sesimizi duyurmak için biz ona gittiğimizde ise mikrofonları kestirdi. Konuşma imkânı tanımadı.” Halk, “CHP sosyal demokrat, halkçı ilkeleri olan, kültürü ve sanatı savunan bir parti değil mi?” sorusunu kinayeyle sormaktan geri durmuyor.