Güney Kıbrıs’ta son yıllarda dikkat çeken bir demografik değişim yaşanıyor. 2000’li yılların başında sadece 75 Yahudi ailenin yaşadığı adada, bu rakam günümüzde 15 bine ulaşmış durumda. Bu hızlı nüfus artışı, adanın siyasi ve sosyal dokusunda önemli yansımalara neden olurken, Rum muhalefet partilerinden sert tepkiler yükseliyor.
Stratejik Eksende Değişim: İsrail’in Yeni Üssü mü?
Bir zamanlar Filistin davasının en güçlü savunucularından biri olarak bilinen Kıbrıs Rum yönetimi, Rusya ile olan Ortodoks kardeşliğinden uzaklaşarak ABD ve İsrail ile yakınlaşan bir politika izliyor. ‘Türk düşmanlığı’ ortak paydasında buluşan bu yeni ittifak, adayı İsrail gizli servisi MOSSAD ve Yahudi yerleşimciler için bir merkez haline getiriyor. Özellikle Limasol ve Larnaka şehirlerine son bir yıl içinde yerleşen binlerce Yahudi, kendi mahallelerini, koşer restoranlarını ve Siyonist okullarını kurarak bölgedeki varlıklarını güçlendiriyor.
Yeni Kurumlar: Sinagoglar ve Siyonist Okullar
Kıbrıs’taki Yahudilerin hahambaşı Arie Zeev Raskin, Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte, 2003 yılında adada yalnızca 70 Yahudi aile varken bugün bu sayının 15 bini geçtiğini doğruladı. Bu büyümeye paralel olarak, Rum hükümetinin özel izniyle Limasol’da temeli atılan ve din eğitimi verecek olan ‘Siyonist lisenin’ inşaatı hızla sürüyor. Gelecek yıl hizmete girmesi hedeflenen lisede 1500 Yahudi öğrencinin eğitim alması planlanıyor. Öte yandan, Haaretz gazetesi de MOSSAD’ın Rum yönetimindeki etkinliğine dikkat çeken bir haber yayınladı.
Rum Muhalefeti Ayakta: “Arka Bahçe Oluyoruz”
İngiltere’de yayın yapan Arapça gazete Şark’ül Avsat, adaya yerleşen Yahudilerin genellikle emlak, tıp ve teknoloji gibi stratejik alanlara yatırım yaptığını belirtiyor. Bu durum, Rum muhalefetinde ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Ana muhalefetteki Komünist AKEL partisi sözcüsü Stefanos Stefanu, konuya ilişkin endişelerini sert bir dille ifade etti:
“Siyonist okullar açıyorlar, sinagoglar açıyorlar, bahçe duvarları yüksek çok sayıda özel konut alıyorlar. Stratejik yerleri satın alıyorlar, mahalleler kuruyorlar. İsrail Kıbrıs’ı arka bahçesi yapıyor. Bir gün bakacağız, bize ait yer kalmamış uydu devlet olmuşuz. Hükümet önlem almalı.”
AKEL’in bu çıkışı, İsrail tarafından tepkiyle karşılandı. İsrail’in Rum yönetimindeki büyükelçisi Oren Anolik, muhalefet kanadında “alışılmadık bir Yahudi düşmanlığı söylemi” geliştiğini öne sürdü.
Doğu Akdeniz’de Stratejik Hamleler
Zenginlerin Güvenli Limanı
Rum limanları, İsrail ile İran arasındaki gerilim sırasında da stratejik bir rol oynamıştı. İran füzelerinin hedefi olan Hayfa‘dan kalkan onlarca lüks yat, savaş bitene kadar Limasol ve Larnaka‘daki marinalara sığınmıştı. Benzer şekilde, geçtiğimiz hafta Yunanistan’ın Siros limanında Filistin’e destek protestoları nedeniyle yanaşamayan bir yolcu gemisi de rotasını Kıbrıs Rum yönetimine çevirmişti.
Netanyahu’ya Açık Çek
Kıbrıs Rum yönetimi, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin dışında tutma hedefiyle, sıklıkla Yunanistan ile birlikte hareket ederek İsrail ile çok sayıda anlaşma imzaladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapılan bu anlaşmalar, özellikle ekonomik ve askeri işbirliği alanlarında yoğunlaşıyor. Bu anlaşmalarla Rum yönetimi, hava sahasını ve limanlarını İsrail savaş uçakları ile gemilerine açmış oldu. Ayrıca, MOSSAD‘ın ‘terörle mücadele’ adı altında Rum polisine eğitim vermeye başladığı da biliniyor.