Sana Göre Haber

Psikologun Terapi Bahçesi: Üniversite Hayalinden Yaban Mersini Üreticiliğine Uzanan İlham Verici Hikaye

Üniversite Yıllarından Gelen İlhamla Gelen Üreticilik

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Selçuk Kaymak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) üniversite eğitimi aldığı yıllarda tattığı yaban mersininin lezzetinden etkilenerek kendi üretim macerasına atıldı. Çocukluğundan beri doğa ve toprakla iç içe olan Kaymak, şehir hayatının stresinden uzaklaşmak ve ailesine katkı sağlamak amacıyla bu özel meyveyi yetiştirmeye karar verdi.

Zorlu Ama Kararlı Başlangıç

Yaptığı kapsamlı araştırmalar sonucunda yaban mersini yetiştiriciliğinin özel koşullar gerektirdiğini öğrenen Kaymak, işe koyuldu. Bu meyvenin ihtiyaç duyduğu özel toprağı Litvanya’dan, fidanları ise İstanbul’dan temin etti. Babasına ait iki dönümlük bahçede bin fidanla üretime başlayan girişimci psikolog, ilk hasadını geçen yıl başarıyla gerçekleştirdi.

“Bu Benim Terapi Yöntemim”

İşinden arta kalan tüm zamanını bahçesinde geçiren Kaymak, bu uğraşı ticari bir kaygıyla yapmadığını vurguluyor. Ziyaretçilere dalından toplama imkanı da sunan Kaymak, bu projenin kendisi için bir deşarj yöntemi olduğunu belirtiyor.

“Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaklaşık 2,5 yıldır tamamen doğal yöntemlerle ve otomasyon sistemi olmadan bu işi sürdürdüğünü ve bu yıl ikinci hasadını yaptığını ifade etti.

İnanmanın ve Sevmenin Gücü

Yaban mersininin yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleriyle oldukça faydalı bir meyve olduğunu belirten Kaymak, yetiştiriciliğinin özel bir besleme, bakım ve sabır gerektirdiğinin altını çiziyor. Bir işi başarmak için isteğin önemine dikkat çeken Kaymak, şunları söyledi:

“Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.”

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Selçuk Kaymak, bu işin sevgiyle yapılması gerektiğini, sadece ticari amaçla yola çıkanların başarılı olamayacağını belirtti. “Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum,” diyerek bitkilere olan bağını dile getirdi.

Exit mobile version