Türkiye’nin Antik Mirası Ünlü Tarihçinin Gözünden Yeniden Keşfediliyor
Türkiye, sahip olduğu zengin tarih, eşsiz kültür ve büyüleyici doğa hazineleriyle dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çekmektedir. Bu değerli mirası uluslararası arenada daha etkili bir şekilde tanıtmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, çeşitli projeleri hayata geçiriyor. Bu projelerden biri de dünyaca ünlü İngiliz tarihçi Bettany Hughes‘un sunduğu “Bettany Hughes ile Hazineler: Türkiye’nin Antik Kökenleri” adlı belgesel oldu. Sadece İngiltere’de değil, küresel ölçekte tanınan ve güçlü bir sosyal medya varlığına sahip olan Hughes, Türkiye’nin tanıtımında kilit bir rol oynuyor.
Bettany Hughes’dan Türkiye’nin Kültürel Zenginliğine Övgü
2024 yılında 4.5 milyon Britanyalı turistin Türkiye’yi ziyaret ettiği düşünüldüğünde, Hughes’un ifadelerinin ne denli önemli olduğu ortaya çıkıyor. Ünlü tarihçi, Londra’da gerçekleştirilen belgesel tanıtımında Türkiye’nin kültürel mirasına olan hayranlığını dile getirdi. Mardin, Midyat ve özellikle Göbeklitepe‘den çok etkilendiğini belirten Hughes, iki antik kente daha özel bir vurgu yaptı. Göbeklitepe’nin yanı sıra favori antik yerleşimlerinin Aydın’daki Afrodisias ve Burdur’daki Sagalassos olduğunu açıkladı. Gelin, Hughes’un işaret ettiği bu büyüleyici antik kentleri yeniden hatırlayalım.
Mermerin Sanata Dönüştüğü Şehir: Afrodisias
Aydın’ın Karacasu ilçesinde yer alan Afrodisias, adını antik çağın aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alan bir kült merkeziydi. Yakınındaki mermer ocakları sayesinde gelişen heykeltıraşlık okulu, kenti Roma İmparatorluğu’nun en önemli sanat merkezlerinden biri haline getirmiştir. Günümüzde bile anıtsal stadyumu, görkemli tiyatrosu ve tapınağıyla ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkaran Afrodisias, mermer işçiliğinin doruk noktası olan heykelleriyle de göz kamaştırır. Bu heykeller, estetik bir şölen sunmanın ötesinde binlerce yıllık hikayeleri fısıldar. Merhum fotoğraf sanatçısı Ara Güler‘in 1958 yılında çektiği fotoğraflarla dünyaya tanıttığı ve 2017’de UNESCO Dünya Miras Listesi‘ne giren bu eşsiz kent, Türkiye’nin en değerli arkeolojik alanlarından biri olarak varlığını sürdürmektedir.
Dağların Sessizliğindeki Roma Kenti: Sagalassos
Aydın’dan yaklaşık 200 kilometre ve 3 saatlik bir yolculukla Burdur’a ulaştığınızda, sizi bir başka antik harika karşılar. Burdur’un Ağlasun ilçesi sınırlarındaki Sagalassos, 1.500 metre rakımıyla Akdeniz’in en yüksek antik kentlerinden biridir. Doğayla bütünleşmiş mimarisi ve olağanüstü korunmuş yapılarıyla ziyaretçilerini büyüleyen bu kent, Roma döneminde Pisidia bölgesinin en önemli merkezlerinden biriydi. Özellikle restore edildikten sonra yeniden su akan görkemli Antoninler Çeşmesi ile ünlüdür. Tiyatrosu, hamamları, kütüphanesi ve agorasıyla Sagalassos, hem arkeoloji tutkunlarını hem de doğayla baş başa kalmak isteyenleri cezbeder. Kentin en dikkat çekici özelliklerinden biri de kalabalıklardan uzak, huzurlu atmosferi ve nefes kesen dağ manzaralarıdır. 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne alınan kent, antik çağların en uzun soluklu seramik üretim merkezi olarak da bilinir.
Antik Kentlere Uzanan Yeni Yolculuklar
Bettany Hughes’un da belirttiği gibi, Türkiye sadece sahilleriyle değil, tarihle yoğrulmuş derin kökleriyle de büyüleyici bir ülkedir. Afrodisias ve Sagalassos, bu zenginliğin en parlak mücevherleri arasında yer alıyor. Eğer geçmişin fısıltılarını dinlemek ve taşlara kazınmış öyküleri keşfetmek isterseniz, bu iki antik kent sizi bekliyor. Valizinize bir şapka, bir rehber kitap ve bolca merak ekleyerek bu unutulmaz yolculuğa çıkabilirsiniz.