Tarihin ve Vicdanın Sesi: Gazze Gerçeğinden Kültürel Mirasımıza Unutulmaması Gerekenler

Tarih ve Hafıza: Unutulmayan Gerçekler

Gördüklerimiz, duyduklarımız ve yaşadıklarımız hafızamızdan asla silinmez. Bu hakikatleri kayda geçirdiğimizde, gelecek nesiller için paha biçilmez bir tarih arşivi oluştururuz.

Ormanlarımız, ciğerlerimiz yanıyor. Bu vesileyle, ‘Yeşil Vatan’ımızı korumak uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.

Vicdanımızın Sesi: Gazze’deki Soykırım

Her şey gözümüzün önünde yaşanıyor. Yaşanan faciaları gözlerimizi kapatarak yok sayamayız. İşittiklerimizi kulaklarımızı tıkayarak duymazdan gelemeyiz. Hissettiğimiz acıları ve vicdanımızın sesini kısarak unutulmaya terk edemeyiz. Gazze’de bugün yaşanan soykırımı görmezden mi geleceğiz? Bugünün Hitler’i olan Netanyahu’yu lanetlemeyecek miyiz? Eğer bunları yapmazsak insanlığımızdan ve Müslümanlığımızdan ne kalır?

Herkes öncelikle kendisinden sorumludur. Hiç kimse, “Benim kınamam neyi değiştirir ki? Benim öfkem Gazze’deki çocukları kurtarır mı? Açlıktan ölen bebekler geri mi döner?” gibi bahanelere sığınamaz. İmanın en alt mertebesi dahi “kalben buğz etmektir.” Dinimiz, kötülüklere elimizle engel olmamızı emreder. Bu mümkün değilse, dilimizle karşı durmalıyız. Buna da gücümüz yetmiyorsa, en azından kalbimizle o insanlık dışı canavarlara karşı çıkmalıyız. Eğer bunu bile yapmıyor, Gazze’yi gündemimizden siliyorsak, yazıklar olsun bize!

Öyle toplantılar düzenleniyor ki, her türlü boş söz konuşuluyor ama Gazze’nin adı anılmıyor. Öyle aileler var ki, bir yanda ekranda bir kap çorba için çırpınan çocukları kayıtsızca izlerken, diğer yanda hangi lüks restoranda ne yiyeceklerini tartışıyorlar. Sonra da kendilerine “Müslüman” diyorlar. Yüce Yaradan’ın “Müminler ancak kardeştir” emrini unuttuk mu? Dürüst olalım: Kardeşlerimizin acısını gerçekten yüreğimizde hissediyor muyuz?

Mevlâna Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Şems bana öğretti ki ‘Yeryüzünde bir Müslüman üşüyorsa senin ısınmaya hakkın yok.’ Dünyada pek çok Müslüman üşüyor ve ben artık ısınamıyorum.”

Bu söze şunu da eklemeliyiz: Yeryüzünde bir Müslüman aç ise, senin tıka basa doymaya hakkın yok! Bugün Gazze’de anneler, babalar, çocuklar ve bebekler açlıktan can veriyor. Öyleyse hiçbirimizin yemek seçme lüksü yoktur. Önümüze ne konulduysa yiyecek, ama kardeşlerimizi asla unutmayacağız. Her gün kendimize, “Bugün Gazze için ne yaptım?” diye sormalıyız. Kudüs’ün Fatihi Selahaddin Eyyubi’yi örnek almalıyız. O büyük kahraman ne demişti: “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki?”

Peki, Ne Yapacağız?

Çaresizlik içinde oturmak çözüm değildir. Hepimizin yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır:

  • Yazarlar ve Çizerler: Gazze’yi gündemden düşürmeyin.
  • Şairler: Henüz bir Gazze şiiriniz yoksa, şairliğinizden utanın.
  • Ressamlar: O masum bebeklerin dramını tuvalinize aktarmadıysanız, fırçanıza yazıklar olsun.
  • Müzisyenler ve Bestekârlar: Asrın ağıtını yakmak için neyi bekliyorsunuz?
  • Hikâyeciler, Romancılar, Tiyatro Yazarları: İşte size ebedî ve insani bir konu.
  • Yönetmenler: Tüm Filistinliler şehit olduktan sonra mı “Motor!” diyeceksiniz? Bahanelere sığınmayın.
  • Sade Vatandaşlar: Elinizde müthiş bir silah var: “Boykot!” Bebek kanı döken Siyonizm’i destekleyen markaların ürünlerini tüketmeyin, o ürünlerin satıldığı mekanlarda oturmayın.

Bir Şehrin Hafızası: Faiz Demiroğlu’nun Van Tarihi

4 Van Tarihi

“Hafıza ve tarih gerçekleri unutmaz” dedik. Dünyanın en büyük arşivini miras bırakan Osmanlı’nın torunları olarak, yaşadıklarımızı kaydetmeliyiz. Bu noktada şehir tarihleri büyük önem taşır. Faiz Demiroğlu’nun Van Tarihi adlı eseri, bu gayretin en güzel örneklerinden biridir. Sait Ebinç tarafından hazırlanan 730 sayfalık bu dev eser, yazarın 30 yıllık emeğinin bir ürünüdür. Ne var ki Demiroğlu, eseri tamamlayamadan vefat etmiştir. Araştırmacı yazar Sait Ebinç, tam 20 yıl boyunca bu eserin izini sürerek günümüze kazandırmıştır. Bu büyük hizmet için hem merhum Faiz Demiroğlu’na rahmet diliyor, hem de Sait Ebinç’i ve eseri yayımlayan Ötüken Neşriyat’ı tebrik ediyoruz. Bu eser, Van’daki tüm kütüphanelerde başyapıt olarak yerini almalıdır.

Edebiyatımızın Samimi Sesi: Sait Faik Hikâyeleri

5 Sait Faik Abasçyaçnk Kitaplçßç

Sait Faik Abasıyanık, samimiyeti ve yalın diliyle edebiyatımızın en sevilen yazarlarından biridir. Ötüken Neşriyat’tan bir kutu içinde gelen “Sait Faik Abasıyanık Kitaplığı”, bu büyük yazarla yeniden buluşma fırsatı sundu. Büşra Tan E.’nin titizlikle hazırladığı bu sette yer alan kitaplar şunlardır:

  • Semaver
  • Şahmerdan
  • Mahalle Kahvesi
  • Alemdağ’da Var Bir Yılan
  • Havada Bulut
  • Sarnıç
  • Medarı Maişet Motoru
  • Son Kuşlar
  • Mahkeme Kapısı
  • Havuz Başı
  • Kumpanya
  • Kayıp Aranıyor
  • Lüzumsuz Adam
  • Seçme Hikâyeler

Bir Devrin Perde Arkası: Hüseyin Cahit Yalçın’ın Siyasi Hatıraları

11 Håseyin Cahit Yaláçn

Osmanlı’nın son dönemi, İttihat ve Terakki ve Cumhuriyet idaresine tanıklık eden Hüseyin Cahit Yalçın’ın Siyasi Hatıralar‘ı, araştırmacı yazar Necati Tonga tarafından hazırlanarak iki cilt halinde Ötüken Neşriyat tarafından yayımlandı. Toplam 1868 sayfa olan bu eser, yakın tarihimize ışık tutan önemli bir kaynak. Kitapta; İttihat ve Terakki, Bâbıâli Baskını, 31 Mart Vakası, Meclis-i Mebusan, Çanakkale Savaşları, Ermeni meselesi ve Atatürk devri gibi pek çok kritik konu detaylıca ele alınıyor. Siyasi hatırat okumayı sevenler için kaçırılmaması gereken bir başvuru kaynağıdır.