Siyonizmin Transhümanizmle Harmanladığı “Yeni İnsan” Projesi
İnsanlık, günümüzde yalnızca teknolojik bir devrimin değil, aynı zamanda varoluşsal bir tehdidin de kıyısında bulunmaktadır. Masum bir “ilerleme” anlatısının ardına gizlenen bu değişim, aslında insanı özünden koparmayı, ruhunu yok etmeyi ve fıtratını değiştirmeyi amaçlayan küresel bir mühendislik operasyonudur. “Yeni İnsan” olarak adlandırılan bu projenin arkasındaki felsefe, Siyonizmin transhümanizmle birleştirdiği karanlık bir gelecek vizyonuna dayanmaktadır.
Bu “Yeni İnsan” tasarımının her biri fıtrata yönelik bir cinayet niteliği taşıyan temel direkleri bulunmaktadır.
Dini Anlayış: Deizm
Bu yeni çağın din konsepti, bir yaratıcının varlığını reddetmez, ancak O’nu yaşamın dışına iter. Deizm, sorumluluktan kaçan bir inançsızlık biçimidir. “Allah var ama hayata karışmaz” şeklindeki bu anlayış, insanın nefsine sınırsız bir özgürlük tanır. Oysa İslam, hem imanı hem de itaati talep eder. Deizm, bu bağı kopararak insanı kendi arzularının esiri haline getirir.
Varlık Alemi: Metaverse
Gerçeklik, yerini sanal bir yanılsamaya bırakmaktadır. Metaverse, özellikle gençleri ve çocukları gerçek yaşamdan koparan bir dijital hipnoz ortamıdır. Bu dünyada zihinler, karakterler ve hatta ibadetler bile avatarlar üzerinden sanallaştırılmaktadır. Bu, hakikatten uzaklaştırılmış kölelerin yaratıldığı bir siber hapishanedir.
Yönetim Biçimi: Tek Dünya Devleti
Ulusları, milletleri ve sınırları ortadan kaldıran küresel bir diktatörlük hedeflenmektedir. Bu sistemde ne ümmet bilinci, ne vatan sevgisi ne de bayrak kalacaktır. Herkesin tek bir otoriteye ve dijital anayasaya tabi olması planlanmaktadır. Tek Dünya Devleti, Siyonizmin nihai rüyasıdır: Kudüs merkezli, sahte bir kurtarıcı mitiyle insanlığı köleleştirmek.
Cinsiyet Anlayışı: Cinsiyetsizlik ve LGBT
İnsan fıtratına karşı açılan en büyük savaşlardan biri cinsiyetler üzerinden yürütülmektedir. Kadınlık ve erkekliğin belirsizleştiği, neslin devamlılığının tehdit edildiği bir toplum projesiyle yüz yüzeyiz. LGBT propagandaları, sadece bir sapkınlığı değil; aynı zamanda aileyi, iffeti ve gelecek nesilleri de hedef almaktadır.
Ekonomik Sistem: Dijital Para
Dijital para, basit bir ödeme yönteminin ötesinde, mutlak bir kontrol aracıdır. Tek bir tuşla tüm varlığınıza el konulabilir, bir kod ile hayatınız durdurulabilir. Paranın dijitalleşmesi, özgürlüğün dijital bir esarete dönüşmesi anlamına gelmektedir.
Gıda Sistemi: Yapay Et ve GDO
Helal ve temiz rızık kavramı, yerini laboratuvarda üretilen, içeriği belirsiz ve fıtratı bozulmuş ürünlere bırakıyor. Yapay et ile insanın bedeni, GDO’lu ürünlerle ise ruhu zehirleniyor. Modern gıda endüstrisi, yalnızca açlığı değil; iradeyi, bağımsızlığı ve sağlığı da esir almaktadır.
Toplumsal Yapı: Ailesiz Toplum
İslam medeniyetinin temeli olan aile kurumu hedef alınmaktadır. Bu plan, bireyi yalnızlaştırarak, aidiyet duygusunu yok ederek toplumları daha kolay yönetilebilir hale getirmeyi amaçlar. Annelik, babalık gibi kavramlar aşındırılarak cinsiyetsiz ve kimliksiz yığınlar oluşturulmak isteniyor.
Kontrol Mekanizmaları: İklim Yasaları, Çipler ve Aşılar
Sözde çevrecilik ve sağlık politikaları adı altında insan, makineleşmeye ve sürekli izlenmeye zorlanmaktadır. İklim kanunu, karbon ayak izi, aşılar ve çipler gibi uygulamalarla her adımınız ölçülüyor ve denetleniyor. Bunlar, modern çağın dijital prangalarıdır.
Yeni Tanrı: Süper Yapay Zekâ
Her şeyi gören, duyan ve bilen süper yapay zekâ, insanın ilah yerine koyduğu yeni bir puta dönüştürülmektedir. Teknoloji artık bir araç olmaktan çıkıp bir yaşam biçimi ve inanç sistemi haline getirilmiştir. Bu sistemin tanrısı ise algoritmalardır.
Bir Direniş Çağrısı: Fıtratınıza Sahip Çıkın!
Ey Müslümanlar! Bu çağın modern putlarına teslim olmayın. Fıtratınıza, ailenize, dininize, iffetinize ve neslinize sıkıca sarılın. Teknolojiye değil, yalnızca Allah’a teslim olun. Bu dönemde direniş, silahla değil; şahsiyet, şuur ve imanla mümkündür. “Yeni insan” değil, hakiki insan olma mücadelesi verin. Fıtrata karşı açılan bu savaşta tarafsız kalmak, ihanetle eş değerdir. Unutmayın ki bu savaş, insan ile dijital putlar arasında değil; Hakk ile batıl arasındadır.