24 Milyon Yıllık Gergedan Dişi Evrim Tarihini Değiştiriyor: Yeni Protein Analizi Tekniği

Paleoproteomik: Fosil Biliminde Yeni Bir Dönem

Arkeolojik ve evrimsel araştırmalar, fosillerdeki DNA kalıntılarını inceleyerek önemli mesafeler kat etmişti. Ancak şimdi, çok daha eski dönemlere ait bilgilere ulaşmayı sağlayan yeni bir yöntem var: paleoproteomik. Kanada’da bulunan antik bir gergedan dişi, milyonlarca yıl öncesine ait protein dizilerinin fosillerden okunabileceğini kanıtlayarak bu alanda bir devrim yarattı.

24 Milyon Yıllık Dişteki Moleküler Hazine

Kopenhag Üniversitesi‘nden araştırmacılar, Kanada’nın kuzeyinden çıkarılan 24 milyon yıllık bir gergedan dişinde, tam 7 farklı proteine ait diziyi başarıyla ortaya çıkardı. Araştırmanın başyazarı Ryan Sinclair Paterson, keşfin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Diş minesi öylesine sert ki zaman içinde proteinleri koruyor; adeta biyolojik bir kasa gibi.”

9 Temmuz’da prestijli bilim dergisi Nature‘da yayımlanan çalışma, bir fosilden elde edilen en eski detaylı protein dizisini bilim dünyasına sunmuş oldu. Elde edilen bu değerli veriler, söz konusu antik gergedanın günümüzdeki türleriyle olan evrimsel bağlarının analiz edilmesinde kilit rol oynadı.

Dinozorlar İçin Umut Işığı Doğdu

Ortaya çıkarılan proteinlerin, bugüne dek bulunan en eski DNA‘dan 10 kat daha eski olması, genetik analiz yöntemlerinin sınırlarını milyonlarca yıl geriye taşıyor. Protein dizileri, DNA’ya kıyasla daha az bilgi içerse de, çok daha dayanıklı yapıları sayesinde uzun zaman ölçeklerinde eşsiz birer bilgi kaynağı haline geliyor. Bu gelişme, dinozorlar gibi DNA’sı tamamen yok olmuş türler hakkında bile yeni veriler elde etme umudunu artırıyor.

‘Gizemli Gergedan’ın Evrimsel Yeri Belirlendi

Araştırma kapsamında, antik gergedanın evrimsel kökeni de incelendi. Yapılan analizler, bu türün 41 ila 25 milyon yıl önce, günümüz gergedanlarıyla aynı aileden ayrıldığını ortaya koydu. Paterson, süreci şöyle anlattı:

“Fosil kayıtlarında yünlü gergedan ya da dev boynuzlu Sibirya tek boynuzu gibi olağandışı türler vardı. Biz de gizemli örneğimizi bu türlerle karşılaştırarak onun soy ağacındaki yerini tespit ettik.”