Türkiye’de Kırılan Sıcaklık Rekorları ve Yangın Gerçeği
Türkiye, son yılların en sıcak günlerini yaşarken, Silopi’de 25 Temmuz günü ölçülen 50.5 derecelik sıcaklık ülke için yeni bir rekor olarak kayıtlara geçti. Bu durum, sadece bir bölgeyle sınırlı kalmadı. Aynı gün, ölçüm yapılan 132 merkezin tamamında Temmuz ayı sıcaklık rekorları kırıldı. Meteoroloji verilerine göre, 5 istasyonda sıcaklık 49 derece ve üzerine çıktı.
- Mardin Kızıltepe: 49.6 derece
- Cizre: 49.4 derece
- Nusaybin: 49.3 derece
- Siirt Kurtalan: 49.1 derece
Bu veriler, 15 Ağustos 2023’te Eskişehir Sarıcakaya’da ölçülen 49.5 derecelik bir önceki rekorun aşıldığını gösteriyor.
Yangınların Arkasındaki Nedenler: İnsan Faktörü ve İklim Değişikliği
Orman yangınlarının ardındaki en büyük etkenin insan olduğu bilinen bir gerçek. İstatistikler, yangınların yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu gösteriyor. Bu yıl yaşanan 3 bine yakın yangında insan etkisinin oranı tam olarak bilinmese de, bu oranın yüksek olduğu tahmin ediliyor. Bu durum, yaklaşık 2700 yangının insan hatasından kaynaklandığı anlamına gelebilir.
Yangınların uzun süre kontrol altına alınamaması, yanan alanların büyüklüğünü katbekat artırmaktadır. Bu noktada sorulması gereken soru şudur: Yangınların çıkmasını engelleyemesek de, büyümesini ve yayılmasını önleyebilir miyiz?
Mevcut Mücadele Yöntemleri Yeterli mi?
Sorunun çözümü, yalnızca daha fazla uçak veya gece görüşlü helikopter almaktan çok daha karmaşıktır. Bu tür ekipmanlar önemli olsa da, bu bakış açısı yüzeysel kalmaktadır. Yangınlar Bursa’dan Ege’ye, Karabük’ten Muğla’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılırken, değişen hava koşulları ve kontrol edilemeyen rüzgârlar müdahaleyi zorlaştırmaktadır. Bu yaygınlık karşısında onlarca hava aracı bile yetersiz kalabilir.
Unutulan çok ciddi bir etken var: İklim değişikliği. Artık ülkenin, iklim değişikliği koşullarına göre yeniden ve bütünsel bir şekilde planlanması gerekiyor.
Yeni Bir Strateji Önerisi: Ademimerkeziyetçilik
Afet yönetimi uzmanlarının da belirttiği gibi, Türkiye’nin bütünsel bir afet yönetimi anlayışına ihtiyacı var. Orman yangınları özelinde ise bu, ademimerkeziyetçi bir yapıya geçişi zorunlu kılmaktadır. Her kararın Ankara’dan veya Orman Bakanlığı’ndan alınması, sahadaki hızlı ve etkin müdahaleyi engellemektedir.
Çözüm, gücün ve yetkinin merkezden alınıp, yangın riski yüksek bölgelerde kurulacak 20, 30 belki de 50 adet tam donanımlı müdahale merkezine aktarılmasıdır. Bu merkezler, yangın sezonunda hem karadan hem de havadan ani müdahaleler yapabilecek kapasitede olmalıdır. Mevcut ormanlar; yolları, parselleri, elektrik hatları ve su havzalarıyla yeni bir anlayışla planlanmalıdır.
Küresel Tablo ve Sonuç
Raporlara göre, 2023-24 yıllarında dünya genelinde 30 milyon hektardan fazla orman alanı yandı. Bu, son 20 yılın yıllık ortalamasının en az iki katı bir kayıp anlamına geliyor. Kayıpların önemli bir kısmının insan faaliyetlerinden uzak bölgelerde yaşanması, yangınlardaki artışın ana nedeninin iklim değişikliği olduğunu kanıtlıyor.
Ormanlarımıza yönelik yeni bir stratejik bakış açısı geliştirmek zorundayız. Belki de bu konu, sivil bir inisiyatifle, bir sivil kurultay ile ele alınmalıdır. Zira, önlem almadan yalnızca dua etmek bir çözüm değildir.