Sana Göre Haber

IDEF 2025 Sahnesinde Türk Savunma Sanayii: KAAN ve TAYFUN ile Değişen Güç Dengeleri

IDEF 2025: Türkiye’nin Savunma Sanayisindeki Teknolojik Devrim

17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), Türkiye’nin savunma alanındaki teknolojik gücünü ve küresel arenadaki yeni konumunu gözler önüne serdi. Fuar, Roketsan’ın hipersonik TAYFUN Blok-4 balistik füzesi, ASELSAN’ın GÖKBERK lazer silah sistemi, Baykar’ın KIZILELMA insansız savaş uçağı ve TUSAŞ‘ın KAAN milli muharebe uçağı gibi çığır açan sistemlerle sadece bir teknoloji sergisi olmanın ötesine geçti. Bu platform, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki duruşunu ve küresel güç projeksiyonunu yeniden şekillendiren stratejik bir hamle olarak öne çıktı.

Çığır Açan Milli Savunma Sistemleri

IDEF 2025, Türkiye’nin savunma sanayisindeki teknolojik derinliği ve ürün çeşitliliğini kanıtladı. Öne çıkan bazı sistemler şunlardır:

Hava Gücünün Yeni Simgeleri: KAAN ve TB2

KAAN Milli Muharebe Uçağı

TUSAŞ’ın geliştirdiği 5. Nesil savaş uçağı projesi KAAN, fuarın en çok ilgi çeken sistemlerinden biri oldu. Düşük radar izi, süpersonik hız kabiliyeti ve gelişmiş aviyonik sistemleriyle KAAN, Türkiye’nin F-35 gibi platformlara olan bağımlılığını ortadan kaldırmayı hedefliyor. GÖKBORA füzesi entegre edilmiş prototipiyle sergilenen uçağın, 2028 yılında Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi ve bölgesel hava üstünlüğünü pekiştirmesi bekleniyor.

TB2 SİHA: Küresel Bir Başarı Hikayesi

Baykar’ın dünya çapında tanınan insansız hava aracı TB2 SİHA, yeni mühimmat entegrasyonları ve TCG Anadolu gemisine iniş-kalkış yapabilen TB3 versiyonuyla fuardaki yerini aldı. Ukrayna, Libya ve Azerbaycan gibi çatışma bölgelerinde etkinliğini kanıtlayan TB2, 30’dan fazla ülkeye ihraç edilerek Türkiye’nin savunma ihracatında lokomotif rolünü sürdürüyor.

Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Etkiler

IDEF 2025, devletlerin kendi güvenliklerini önceliklendirdiği yeni dünya düzeninde Türkiye’nin savunma sanayiinin diplomatik etkisini açıkça gösterdi. KAAN projesi, Türkiye’nin NATO içindeki teknolojik bağımsızlığını güçlendirirken, TB2 ihracatı Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya’daki ülkelerle stratejik ortaklıkları derinleştiriyor. TB2’nin Karabağ’daki rolü, Türkiye’nin müttefikleriyle bağlarını ve bölgesel caydırıcılığını artırmıştır. TAYFUN ve GAZAP gibi sistemler ise Türkiye’nin proaktif savunma anlayışını desteklemektedir.

Fuara 44 ülkeden 400’ün üzerinde uluslararası firma ve 120 ülkeden delegasyon katılırken, gerçekleştirilen 5.000’in üzerinde B2B görüşme ve imzalanan yeni sözleşmeler, Türkiye’nin savunma ihracatı için önemli bir ivme yarattı. Suudi Arabistan, BAE, Azerbaycan ve Pakistan gibi ülkelerle yapılan anlaşmalar, diplomatik manevra alanını genişletmektedir.

Ekonomik Güç ve Küresel Pazar Payı

Türkiye için savunma sanayii, sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda önemli bir ekonomik güç çarpanıdır. KAAN, TB2 ve KIZILELMA gibi yüksek teknolojiye sahip ve maliyet etkin sistemler, küresel pazarda Türkiye’ye rekabet avantajı sağlamaktadır. TB2’nin 30’dan fazla ülkeye satılması Türkiye’yi İHA pazarında lider yaparken, KAAN’ın potansiyel ihracatı bu başarıyı daha da ileri taşıyacaktır. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik özerkliğini güçlendirerek dış politikada daha bağımsız hareket etmesine olanak tanımaktadır.

Değişen Dünya Düzeninde Türkiye’nin Yeni Rolü

Küresel sistemin stratejik özerklik arayışına girdiği bir dönemde Türkiye, IDEF 2025’te sergilediği yerli teknolojilerle bu yeni düzene ne kadar hazır olduğunu gösterdi. KAAN, Türkiye’yi 5. Nesil savaş uçağı üreten seçkin ülkeler arasına sokarken, TAYFUN ve CENK gibi füzeler stratejik caydırıcılığı artırmaktadır. STM’nin milli hücumbotu ve KAMA deniz dronu gibi sistemler ise Mavi Vatan doktrinine hizmet ederek Türkiye’nin denizlerdeki çıkarlarını koruma kapasitesini güçlendirmektedir. Bu yükseliş, Türkiye’ye sadece askeri değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik bir güç projeksiyonu sağlayarak onu küresel dengelerde daha etkili bir aktör haline getirmektedir.

Exit mobile version