Miyopi ve Astigmat Sorunlarına Modern Çözüm
Uzağı veya yakını net görememe, sürekli baş ağrısı, göz yorgunluğu ve daha iyi görmek için gözleri kısma gibi belirtiler, yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren yaygın sorunlardır. Bu şikayetlerin arkasında genellikle günümüzün en sık rastlanan görme bozuklukları olan miyopi ve astigmat yatar. Özellikle artan ekran süresiyle birlikte görülme sıklığı artan bu kırma kusurları, lazer göz ameliyatları sayesinde düzeltilebilmekte ve hastaları gözlük ile lens kullanımından kurtarmaktadır. Son dönemde dünyada ve ülkemizde uygulanmaya başlanan bıçaksız ve flepsiz SILK (Smooth Incision Lenticule Keratomileusis) yöntemi, hastalara önemli avantajlar sunarak öne çıkmaktadır.
SILK Yöntemi: Daha Güvenli ve Hızlı İyileşme
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar, miyopi ve astigmat tedavisinde en yeni teknoloji olan SILK yönteminin farkını vurguluyor. Bu yöntemde tüm işlemlerin yalnızca 3-4 milimetrelik küçük bir kesiden yapıldığını ve korneanın doğal yapısının maksimum düzeyde korunduğunu belirtiyor.
“Bu sayede, hastalar daha konforlu ve hızlı bir iyileşme süreci yaşamaktadırlar. Operasyon sonrasında sadece birkaç saat süren hafif bir batma hissedilir. Hastalar ağrı ve sızı sorunu yaşamadıkları için aynı gün normal hayatlarına dönerler. Yöntem ayrıca kornea yapısını klasik yöntemlere nazaran daha çok koruması sayesinde ekstra güvenlik de sağlamaktadır.”
Geleneksel Yöntemler ve SILK Arasındaki Temel Farklar
Flepli lazer cerrahisinde, kornea yüzeyinde yaklaşık 25-30 milimetrelik bir kesi ile ince bir kapak (flep) oluşturulur. Bu kapak kaldırılarak altındaki kornea dokusuna lazer uygulanır ve korneanın şekli değiştirilerek görme kusuru düzeltilir. SILK yönteminde ise flep oluşturulmaz. Bunun yerine, kornea içinden lentikül adı verilen ince bir doku, ışığın retinaya doğru odaklanmasını sağlamak amacıyla 3-4 milimetrelik minimal bir kesiden çıkarılır. Bu işlem, gözün doğal yapısını büyük ölçüde korur.
Flep Kayması ve Göz Kuruluğu Riski Ortadan Kalkıyor
Flepli lazer operasyonlarında, ameliyat sonrası gözün sert ovuşturulması, travma veya enfeksiyon gibi nedenlerle flep kayması riski bulunur. Bu durum, görme bulanıklığı ve ağrı gibi acil müdahale gerektiren sorunlara yol açabilir. SILK yönteminde flep oluşturulmadığı için bu risk tamamen ortadan kalkar.
Ayrıca, geleneksel yöntemlerde büyük kesi nedeniyle daha sık görülen ameliyat sonrası göz kuruluğu riski de SILK ile en aza indirilir. Prof. Dr. Banu Coşar, küçük kesi sayesinde göz kuruluğu riskinin çok daha düşük olduğunu, bu nedenle SILK yönteminin özellikle kuru göz şikayeti olanlar için ideal bir seçenek olduğunu belirtiyor.
SILK Operasyonu ve Sonrası
SILK operasyonu her iki göz için toplamda yaklaşık 15 dakika sürer ve 10 dereceye kadar miyopi ile 5 dereceye kadar astigmatı düzeltebilir. Tam görme netliği birkaç gün içinde kazanılır.
“Operasyon sonrasında gözlerde oluşan batma hissi birkaç saat içinde geçmekte ve hastalar aynı gün normal aktivitelerine dönebilmektedirler. İlk günlerde gözlerin şiddetli ovuşturulmaması, verilen damlaların düzenli kullanılması ve birkaç gün havuz ile denize girilmemesi, tedaviden etkin sonuç alınması için dikkat edilmesi gereken en önemli kuralları oluşturmaktadır.” – Prof. Dr. Banu Coşar
Kimler SILK Yöntemi İçin Uygun Adaydır?
SILK (Smooth Incision Lenticule Keratomileusis) yöntemi her hasta için uygun değildir. İdeal adaylar genellikle şu özelliklere sahiptir:
- 18 yaşını doldurmuş olmak
- Göz numarasının en az bir yıldır sabit olması
- Normal kornea yapısına sahip olmak
Hamilelik, emzirme dönemi, glokom gibi bazı göz hastalıkları olan kişilere ise bu yöntem önerilmemektedir. Ameliyat öncesi yapılan detaylı göz muayenesi ile hastanın uygunluğu kesin olarak belirlenir.
Başarı Oranı ve Kalıcı Sonuçlar
SILK yönteminin başarı oranı oldukça yüksektir; tedavi gören 100 hastanın yaklaşık 95’i gözlük ihtiyacından tamamen kurtulmaktadır. Yöntem, kalıcı bir çözüm sunmakla birlikte, çok uzun vadede bazı kişilerde küçük numara değişimleri gözlemlenebilir.