Savunma Sanayiine Yönelik ‘Diplomatik Vesayet’ Eleştirisi
Aslında bu yazının başlığı “diplomatik vesayet” olmalıydı. Ancak, eski bir diplomatımızın motor kelimesini Fransızca telaffuzuyla (moteur) yazarak yaptığı serzeniş, konuyu farklı bir boyuta taşıdı. Geçtiğimiz günlerde IDEF Fuarı’nda Endonezya ile 48 adet KAAN savaş uçağı satışı için anlaşma imzalanması, bu beyefendiyi oldukça rahatsız etmiş görünüyor.
Kendisi, “Daha motörü dahil pek bir şeyi olmayan KAAN uçağını satıyorlar” diyerek eleştirilerini dile getiriyor ve “Daha önce de motörü olmadan Altay tankı ve Atak helikopteri sattılar” diye ekliyor. Bu tür eleştiriler, Türkiye’nin savunma sanayii ihracatında dünya 11. sırasına maket satarak ulaştığını iddia eden zihniyeti yansıtıyor. Ankara’nın ürettiği silahların yüzde 60’ını satın alan Batı ülkelerinin bu durumu fark etmediğini düşünüyorlar.
Bu eleştiriyi yapan kişinin, rakip ülkelerin bir diplomatı değil, ne yazık ki Dışişleri Bakanlığımızdan birkaç yıl önce emekli olmuş biri olması ise daha da düşündürücü. Geçmişte Mavi Vatan‘da enerji arama girişimlerine veya SİHA üretme projelerine karşı çıkan askeri vesayet artıklarının diplomasi alanındaki yansımaları olarak görülebilirler. Bu zihniyetin, hizmet etmeye yemin ettikleri devletin katma değer üreten ihracat kalemlerine kulp takacak kadar başkalaşması, endişe verici bir durumdur.
Kardeşin Duymaz El Oğlu Duyar
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, bir tören sırasında donanma generallerine dönerek net bir uyarıda bulundu:
“İsrail’e kömür gitmiyor değil mi? Bu bir emirdir.”
Petro’nun bu solcu ve eski gerilla kimliğine rağmen gösterdiği net duruş, bizdeki bazı kesimlerin İsrail’den sinyal beklemesiyle tezat oluşturuyor.
Böyle Ol Ciğerimizi Ye Macron
Geçtiğimiz günlerde Filistin’i tanıyacağını duyuran Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrası Türkçe bir tweet paylaştı:
“Az önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gazze’deki durum ve iki devletli çözüm konferansı perspektifi hakkında görüştüm. İsraillilerin ve Filistinlilerin barış ve güvenliği için her şey yapılmalıdır.”
Bu gelişme, uluslararası diplomasideki dinamikler açısından dikkatle izlenmelidir.
Aman Türkiye Tökezlemesin: Orman Yangınlarıyla Mücadele
Tüm dünya gibi Türkiye de orman yangınlarıyla mücadele ediyor. 2025’te 5.58 milyon hektar alanın yandığı Kanada‘da yangınlar mayıstan beri sürerken, komşu Yunanistan‘da ve İtalya‘da da haftalardır alevlerle savaşılıyor. Türkiye’de ise Antalya, Mersin, İzmir ve Eskişehir gibi bölgelerde çıkan yangınlar büyük oranda 1-3 gün içinde kontrol altına alındı. Ancak mücadele Bursa, Karabük ve Uşak’ta devam ediyor.
İtfaiye erleri, orman işçileri, köylüler, jandarma ve AFAD gönüllülerinin muazzam bir çaba gösterdiği bu süreçte maalesef şehitler de veriyoruz. Bu zorlu günlerde yapıcı eleştiriler elbette olabilir. Fakat Muharrem İnce gibi bazı siyasetçilerin ve gazetecilerin yaptığı gibi, halkı galeyana getirecek yalan haber arayışına girmek kabul edilemez. Düzmece fotoğraflarla yangınla mücadele edenlere karşı nefret körüklemek, açıkça provokatörlüktür. Allah korusun, Türkiye bir savaşa girmek zorunda kalsa, “hükümetin gitmesi için büyük bir deprem ya da yangın lazım” diyen bu zihniyetin ne yapacağını düşünmek bile istemiyorum.