Suriye’nin Yeniden İnşası: Enerji Krizine Karşı Türkiye’nin Kritik Projeleri ve Stratejik Vizyonu

Suriye’nin Yeni Dönemi ve Derinleşen Enerji Krizi

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Sarı’nın analizine göre, Suriye’de on üç yılı aşkın süren iç savaşın ardından Aralık 2024’te Esed rejiminin devrilmesiyle yeni bir sayfa açılmıştır. Ülke, siyasi geçiş sürecinin yanı sıra ekonomik toparlanma, toplumsal bütünleşme ve altyapının yeniden inşası gibi devasa zorluklarla yüzleşmektedir. Bu sürecin en kritik unsurlarından biri şüphesiz enerji sektörüdür. Savaş boyunca Suriye’nin enerji üretim kapasitesi yüzde 70 oranında azalmış; enerji, su ve gıda altyapısı ağır hasar görmüştür.

Krizin Temel Nedenleri

Enerji krizinin arkasında yatan çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar şunlardır:

  • Çatışmaların yol açtığı geniş çaplı altyapı tahribatı ve sabotajlar.
  • Yakıt tedarik zincirindeki aksaklıklar ve teknik uzman eksikliği.
  • Uygulanan uluslararası yaptırımların olumsuz etkileri.
  • Kurumsal yolsuzluk ve enerji tesislerinin yağmalanması.
  • Merkezi yönetimin kuzeydoğudaki petrol ve doğalgaz sahalarında kontrolü kaybetmesi.

Bu sorunlar neticesinde devlete ait enerji sistemi çökmüş, Şam ve Humus gibi merkezi şehirlerde dahi günlük elektrik kesintileri 16-20 saate ulaşmıştır. Kırsal bölgelerde ise bu süre 22 saati aşmaktadır. Halk, enerji ihtiyacını karşılamak için bireysel çözümlere yönelmiş ve jeneratör kullanımı yaygınlaşmıştır.

Türkiye-Suriye Enerji İşbirliği: Stratejik Adımlar

Yeni Suriye yönetimi, yeniden yapılanma sürecinde enerji altyapısını onarmak ve güçlendirmek için başta Türkiye olmak üzere Katar ve diğer bölgesel aktörlerle önemli anlaşmalar imzalamıştır. Türkiye’nin bu süreçteki rolü, insani yardımın ötesinde bölgesel jeopolitik ve ekonomik entegrasyon açısından büyük bir stratejik değer taşımaktadır.

Enerji Anlaşmasının Detayları

17 Mayıs 2025‘te Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Suriye Enerji Bakanı Muhammed el-Beşir arasında imzalanan enerji işbirliği anlaşması, iki ülke arasındaki ortaklığın en somut adımıdır. Anlaşma; doğalgaz, elektrik, maden ve petrol alanlarında teknik koordinasyon, bilgi paylaşımı ve ortak yatırımları içermektedir.

Öne Çıkan Projeler

Anlaşma kapsamında hayata geçirilen en önemli projelerden biri, Haziran 2025’te tamamlanan Kilis-Halep doğal gaz boru hattıdır. Bu hat aracılığıyla Türkiye’nin, Suriye’ye yıllık 2 milyar metreküp gaz sağlaması hedeflenmektedir. Bu miktar, yaklaşık 1300 megavat elektrik üretimine olanak tanıyacaktır. Ayrıca, iki ülkenin elektrik şebekelerini birleştirecek 400 kilovolt yüksek gerilim iletim hattının inşası da planlanmaktadır. Bu hattın 2026 başında 500 megavata kadar elektrik ithalatını desteklemesi beklenmektedir. Türkiye, ayrıca yüzer enerji santralleri (powerships) ile de destek sunmaktadır. Karadeniz Holding iştiraki Karpowership tarafından işletilen ve Türkiye ile Katar tarafından desteklenen bu gemilerin, toplamda 800 megavata yakın kapasiteyle özellikle kıyı bölgelerinde hızlı çözümler sunması planlanmaktadır.

Türkiye’nin Enerji Odaklı Bölgesel Açılımı

Türkiye’nin liderliğindeki bu işbirlikleri, Suriye’yi bölgesel enerji ağına yeniden entegre etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR), Türkiye ile birlikte Suriye’ye doğalgaz tedarikine ortak olmuştur. Öte yandan Katar, Türkiye ve ABD merkezli bir konsorsiyum, 7 milyar dolarlık bir yatırımla Suriye’de 4 bin megavatlık doğalgaz türbinleri ve bin megavatlık bir güneş enerjisi santrali kurmayı planlamaktadır. Projelerin önü, ABD’nin Sezar yasası yaptırımlarında 180 günlük muafiyet tanıması ve Dünya Bankası’nın 146 milyon dolarlık hibe desteği ile açılmıştır.

Doğu Akdeniz’de Yeni Denklem

Suriye ile enerji merkezli gelişen ilişkiler, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki jeopolitik vizyonunu da güçlendirmektedir. Esed sonrası dönemde iki ülke arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik diplomatik temasların başlaması, Türkiye’nin çok boyutlu enerji diplomasisini gösteriyor. Olası bir anlaşma, sadece ikili ilişkileri güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) çıkarlarını da koruma altına alacaktır. Sonuç olarak Türkiye, Suriye’nin enerji krizine sunduğu çözümlerle hem insani bir rol üstlenmekte hem de bölgesel enerji mimarisini şekillendiren başat bir aktör olarak konumunu pekiştirmektedir.

[Doç. Dr. İsmail Sarı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.