Sana Göre Haber

Türkiye Alev Alev: Yönetim Krizi, Siyasi Gerilimler ve Anayasal Tehditler

Türkiye Hem Gerçek Hem de Mecazi Anlamda Alevler İçinde

Türkiye, son dönemde yaşanan olaylarla hem fiili hem de mecazi anlamda bir yangın yerine dönmüş durumda. Ülkenin yönetilemiyor olduğu algısı, yaşanan trajedilerle pekişiyor. Bu kriz hali, denetimsizlikten can kayıplarına, orman yangınlarından siyasi gerilimlere kadar geniş bir yelpazede kendini gösteriyor.

Art arda Gelen Felaketler ve Kayıplar

Ülkede yaşanan trajik olaylar, yönetim ve altyapı zafiyetlerini gözler önüne seriyor:

Uzmanlar, gece görüşlü ve 7/24 teyakkuzda olması gereken yeterli sayıda yangın söndürme uçağı ve pilot olmamasının, küresel ısınmayla artan yangınların zamanında söndürülememesine neden olduğunu belirtiyor. Bu durum, imar ve rant alanı açmak amacıyla altyapının kasıtlı olarak zayıf bırakıldığı kuşkularını da beraberinde getiriyor.

Siyasi Gerilimler ve Anayasal Tartışmalar

Türkiye’nin kurucu değerleri ve anayasal düzeni de yoğun bir tartışma ortamının merkezinde yer alıyor. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığının, ifade özgürlüğünün ve laikliğin aşındırıldığı bir ortamda, siyasi arenadaki hamleler endişeleri artırıyor.

Anayasanın 10. maddesinde şu ifade yer alır: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”

Ancak bu ilkeye rağmen, siyasi liderlerin söylemleri çelişkiler barındırıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Bir Kürt, bir Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı olsun” önerisi, liyakat yerine etnik kimlik ve mezhep kotalarını gündeme getirdiği için eleştiriliyor. Benzer şekilde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkler, Kürtler, Araplar” şeklindeki etnik kimlik vurgusunu eleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de mitinglerde “Kürt demokratlar” ifadesini kullanması bir çelişki olarak görülüyor.

İmamoğlu Davası ve Siyasi Tehditler

Bu karmaşık ortamda, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hapis cezası alması siyasi tansiyonu yükseltirken, DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’dan gelen bir açıklama durumu daha da karmaşık hale getirdi.

Bakırhan’ın, “Masada CHP olursa belki de İmamoğlu dışarıda olacak” sözleri, İmamoğlu’nun siyasi bir rehine olarak tutulduğunun itirafı ve CHP’ye yönelik açık bir tehdit olarak yorumlandı.

Öte yandan, TBMM’de kurulması planlanan “süreç” komisyonunun üye dağılımının partilerin güncel oy oranlarıyla orantısız olması, AKP, MHP ve DEM Partisi’nin önerilerinin komisyonda rahatça kabul edileceği anlamına geliyor. Bu durum, muhalefet partilerinin komisyonda bir figüran rolüne indirgenme riskini taşıyor.

Exit mobile version