Türkiye’de Artan Orman Yangınları ve Can Kayıpları Endişe Yaratıyor
Türkiye, son bir ay içinde orman yangınlarıyla mücadelede büyük kayıplar verdi. Söndürme çalışmalarına katılan 16 görevli ve gönüllü hayatını kaybetti. Bursa’da günlerdir devam eden yangınlarda bir itfaiye personeli ve üç gönüllü yaşamını yitirirken, 23 Temmuz’da Eskişehir’de beş orman işçisi ve beş AKUT gönüllüsü, İzmir Ödemiş’teki yangında ise iki işçi hayatını kaybetti. Bu trajik olaylar, orman yangınlarına karşı hazırlıkların yeterliliğini bir kez daha gündeme getirdi.
Yetkililer, yangınla mücadele için gerekli koruyucu donanımların her yıl düzenli olarak personele teslim edildiğini belirtse de, sahadaki gerçeklik ve uzman görüşleri farklı bir tabloya işaret ediyor.
Temel Sorun: Orman İşçisi Sayısının Yetersizliği
Yangına yerden müdahalede kritik rol oynayan arazöz, ilk müdahale araçları, su ikmal araçları ve iş makineleri, tam bir ekip çalışması gerektirir. Uzmanlara göre, karadan müdahalede yaşanan en büyük aksaklığın temel nedeni personel sayısındaki eksikliktir.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre, Türkiye genelinde yangın müdahale ekiplerinde yaklaşık 13 bin orman işçisi görev yapıyor. Ancak Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, bu sayının en az iki katına çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Özkara, “Yangın gibi son derece ciddi bir mücadele, ancak tecrübeli ve eğitimli ekiplerce yapılmalıdır” diyor.
Emekli Orman Genel Müdürlüğü Yöneticisi ve Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz’a göre ise personel yetersizliği, mevcut ekiplerin çok uzun saatler çalışmasına ve tecrübesiz personelin doğrudan yangın sahasına sürülmesine yol açıyor.
Koruyucu Ekipman ve Çalışma Saatleri
Medyaya yansıyan bazı görüntülerde, işçilerin koruyucu ekipman ve maske olmadan alevlere müdahale ettiği görülüyor. Uzmanlar bu durumun endişe verici olduğunu belirtiyor.
Vehbi Tutmaz, “Kasklar, ayakkabılar, alev almaz elbiseler, eldivenler, gaz maskesi… Yangın içerisinde kalsanız dahi sizi koruyacak bu aparatları kullanmak zorundasınız. Normalde bir arazözde en az beş işçi olmalı ve vardiyalı çalışmalılar. Ancak fiiliyatta bu sayı ikiye düşebiliyor. Bu kapasiteyle artan yangınlara müdahale edilemiyor” şeklinde konuşuyor.
Uzmanlar, yangınla mücadelede 4 saatlik çalışmanın ardından mola verilmesi gerektiğini, ancak günlerce süren yangınlarda işçilerin yorularak performanslarının düştüğünü ekliyor.
Rekor Artış: Yangınlar Hem Sayıca Hem de Coğrafi Olarak Yayılıyor
OGM verileri, Türkiye’deki orman yangınlarının son 10 yılda neredeyse ikiye katlandığını gösteriyor. Yıllık ortalama 2.792 olan yangın sayısı, 2024 yılında 3.797‘ye ulaşarak rekor kırdı ve 27.485 hektar ormanlık alan küle döndü. Yangınlar artık sadece Akdeniz’e özgü değil; Eskişehir, Sakarya, Bilecik gibi iç bölgelerde de yoğun ve uzun süreli olarak görülüyor.
Personel Eğitiminde Yetersizlik İddiaları
Uzmanların altını çizdiği bir diğer kritik konu ise personel eğitimi. Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz, Türkiye’de yangına müdahale eden işçilerin teorik ve pratik eğitim alabileceği bir merkezin bulunmadığını ifade ediyor. İzmir Buca’da bulunan ve işçilere 16 zorlu parkurda farklı yangın senaryolarını tecrübe etme imkanı sunan Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi‘nin 2019’da kapatılması, uzmanlara göre büyük bir eksiklik yarattı.
Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıktan Açıklamalar
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, iddialara yönelik bir bülten yayımladı. Açıklamada, şu noktalara değinildi:
- Orman işçilerinin yeterli eğitim almadığı iddiası asılsızdır.
- Tüm personele koruyucu donanımlar her yıl düzenli olarak teslim edilmektedir.
- İzmir’deki eğitim merkezinin “verimlilik ve altyapı değerlendirmeleri sonucunda” kapatıldığı ve eğitim faaliyetlerinde aksama yaşanmadığı belirtildi.
- Türkiye’nin 27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA ve 25 bini aşkın personel ile Avrupa’nın en hazırlıklı ülkelerinden olduğu vurgulandı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise can kayıplarının yaşandığı olayları “aniden değişen rüzgarın alevleri çevirmesi” olarak açıkladı.
Gönüllülerin Rolü ve Hava Müdahalesinin Önemi
2018’de orman köylülerinin yasal zorunluluğunun kaldırılmasıyla yangınlara müdahalede gönüllülük esası devreye girdi. Uzmanlar, gönüllülerin mutlaka eğitimli ve yetkin olması gerektiğini belirtiyor. Öte yandan, kamuoyunda sıkça tartışılan hava araçlarının yeterliliği konusunda ise uzmanlar hemfikir: Yangın esasen karadan söndürülür.
Vehbi Tutmaz, “Hava araçları, yer ekiplerine gerekli desteği sağlamak zorunda olan bir argümandır. Yangınlar yerde başlar ve yerde söndürülür. Hava araçları ne kadar su atarsa atsın, yerdeki ekipler müdahale etmezse alevler yeniden canlanır” diyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin yangınla mücadele stratejisinin “söndürme” odaklı olduğunu, ancak asıl önemli olanın yangını önleyici tedbirler ve toplumsal bilinç olduğunu vurguluyor.