Türkiye’nin Orman Yangınlarıyla Mücadele Kapasitesi Resmi Verilerle Ortaya Kondu
Son günlerde sosyal medyada yayılan orman yangınlarına ilişkin asılsız iddialara karşı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), kamuoyunu aydınlatmak amacıyla güncel verileri içeren kapsamlı bir bülten yayımladı. Bülten, Türkiye’nin yangınla mücadeledeki mevcut gücünü ve stratejisini bilimsel ve teknik dayanaklarla gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin Hava ve Kara Gücü: Rakamlarla Mevcut Durum
DMM’nin 2025 verilerine göre, Türkiye orman yangınlarıyla mücadelede Avrupa’nın en donanımlı ülkeleri arasında yer alıyor. Ülkenin envanterinde bulunan araç ve personel sayısı şu şekildedir:
- Yangın Söndürme Uçağı: 27 adet
- Helikopter: 105 adet
- İnsansız Hava Aracı (İHA): 14 adet
- Kara Aracı: Yaklaşık 6.000 adet
- Personel: 25.000’den fazla
Yapılan açıklamada, 2002 yılında sadece 73 ton olan havadan su atma kapasitesinin günümüzde 438 tona yükseldiği vurgulandı. Aynı dönemde kara aracı sayısının ise 637’den 5.359’a çıkarak yaklaşık 5 kat arttığı belirtildi.
Müdahale Hızı ve Teknolojik Üstünlük
Türkiye’nin yangınlara müdahale hızı da önemli ölçüde iyileştirildi. 2002’de 40 dakika olan ilk müdahale süresi, bugün ortalama 11 dakikaya indirilmiştir. Bu başarıda, İHA’lar, akıllı gözetleme kuleleri ve yapay zeka destekli sistemlerin yangınları 2 dakika gibi kısa bir sürede tespit etmesi büyük rol oynamaktadır.
“Gece Müdahalesi Yapılmıyor” İddiası Gerçeği Yansıtmıyor
Sosyal medyada sıkça yer alan “gece görüşlü helikopterlerle müdahale edilmiyor” eleştirilerine de açıklık getirildi. Gece uçuşlarının pilot güvenliği ve teknik zorluklar nedeniyle yalnızca özel şartlar altında gerçekleştirildiği, Türkiye’nin bu amaçla kullandığı 5 gece görüş helikopterinin kritik durumlarda aktif olarak görev yaptığı ifade edildi.
Yanan Alanların Hukuki Statüsü ve Ağaçlandırma Çalışmaları
“Yanan orman arazileri imara açılıyor” iddiasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığına dikkat çekildi. Orman Kanunu gereğince bu alanların anayasal güvence altında olduğu ve yeniden ağaçlandırılmasının zorunlu olduğu belirtildi. Bu kapsamda her yıl ortalama 500 milyon fidan ve tohumun toprakla buluşturulduğu, 2021’deki büyük yangınların ardından Manavgat’ta 15 milyon, Muğla’da ise 10 milyon fidan dikildiği bilgisi paylaşıldı.
Yangın Sürelerini Etkileyen Faktörler ve Uluslararası Durum
Yangınların kontrol altına alınma süresinin müdahale yetersizliğinden değil, yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgâr gibi coğrafi ve iklimsel koşullardan kaynaklandığı vurgulandı. 2025 Temmuz ayında Cizre’de kırılan 50,5 derecelik sıcaklık rekoru, bu riskin boyutunu ortaya koymaktadır. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre Türkiye, orman varlığına oranla yanan alan miktarında (%0,17) Avrupa ortalamasının oldukça altındadır. Türkiye’nin ayrıca Bulgaristan ve Yunanistan gibi komşu ülkelere de yangın söndürme desteği sağladığı hatırlatıldı.
Devletin; OGM, AFAD, TSK, Jandarma ve gönüllülerin katılımıyla tüm imkânlarını seferber ettiği, TOKİ aracılığıyla konut desteği gibi sosyal yardımların da hızla sağlandığı belirtildi. Türkiye’nin yangınla mücadelede sadece müdahale değil, erken uyarı, risk yönetimi ve yeniden ormanlaştırma gibi tüm aşamalarda bütüncül bir başarı sergilediği vurgulandı.