İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmada, Ekrem İmamoğlu ile ilişkilendirilen bir yapının İstanbul’a ait 560 milyar lirayı usulsüzce kullandığı iddiaları gündemdeki yerini koruyor. Bu ciddi suçlamaların gölgesinde, kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu öne sürülen yalanlar ve manipülasyonlar tartışmalara neden oluyor.
Tartışmaların merkezinde ise kilit isimlerden Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu ve bu konuda sunulan raporlar yer alıyor. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan detaylı rapor, Çalık’ın sağlık durumuna ilişkin iddiaları mercek altına alıyor.
Adli Tıp Raporu İddiaları Çürütüyor
Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre, Mehmet Murat Çalık’ın 26 yıl önce lösemi tedavisi gördüğü belirtilse de, bu teşhisi doğrulayacak herhangi bir patoloji raporu veya tedavi belgesine ulaşılamadığı ifade ediliyor. Tıbbi olarak, 10 yıl boyunca nüksetmeyen lösemi vakalarının tam kür olarak kabul edildiği bilinirken, aradan geçen çeyrek asra rağmen bu durumun bir hastalık gerekçesi olarak sunulması dikkat çekiyor.
Detaylı Tıbbi Bulgular ve Anlamları
Rapor, Çalık’ın mevcut sağlık durumuna ilişkin somut verilerle iddiaları geçersiz kılıyor:
- Biyopsi Sonuçları: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin raporunda blast oranının %4-5 olduğu, ancak biyopsinin yetersiz ve kemik iliği örneğinin teşhis için uygun olmayan bir bölgeden alındığı belirtiliyor.
- Flow Sitometri: Bu yöntemde ise blast oranı yalnızca %1-2 olarak saptanmış, genetik incelemede ise displazi veya atipik hücreye rastlanmamıştır.
- Kan Değerleri: Lökosit (5.660) ve nötrofil (3.400) gibi kan sayım değerlerinin tamamen normal sınırlar içinde olduğu görülmektedir. Lökopeni veya nötropeni gibi bir durum söz konusu değildir.
- Geçmiş Tümör Vakası: 2008 yılında teşhis edilen parotis bezi tümörünün de tamamen iyileştiği ve 17 yıldır nüks etmediği, yani tam kür sağlandığı vurgulanıyor.
- Fiziksel Durum: İddia edilenin aksine, Çalık’ın 1.83 boyunda ve 85 kilo ağırlığında olduğu, beden kitle indeksinin 25,38 ile normal aralıkta bulunduğu ve herhangi bir kilo kaybı (kaşeksi) yaşamadığı tespit edilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü Kriterleri Ne Diyor?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kriterlerine göre, bir hastaya lösemi teşhisi konulabilmesi için kemik iliğindeki blast oranının %20’nin üzerinde olması gerekmektedir. %5 ile %19 arasındaki oranlar ise miyelodisplastik sendrom (MDS) olarak sınıflandırılır. Adli Tıp raporuna göre Çalık’ın değerleri bu kriterlerin hiçbirini karşılamamaktadır.
Bu durum, yalnızca hukuki bir süreci etkileme çabası olarak değil, aynı zamanda gerçekten kanserle mücadele eden hastaların durumunu da olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Sahte olduğu iddia edilen raporlar nedeniyle cezaevi idarelerinin gerçek hastalara dahi şüpheyle yaklaşabileceği ve hayati gecikmelere yol açabileceği endişesi dile getiriliyor.
Yolsuzluk Soruşturmasını Gölgelendirme Girişimi mi?
İddialara göre, Mehmet Murat Çalık’ı ‘hasta’ göstererek yargı sürecinden kaçırma girişiminin arkasında, büyük yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını örtbas etme amacı yatıyor. Adli Tıp Kurumu’nun, kesin sonuç için “ileri bir merkezde tekrar biyopsi yapılması” yönündeki tavsiyesine rağmen, kurumun “tahrifat” yapmakla suçlanması ise tartışmaları daha da alevlendiriyor.
Uzmanlar, hematologlar ve onkologlardan oluşan bir heyetin hazırladığı rapora karşı yapılan bu suçlamaların, bilimsel gerçekleri ve devlet kurumlarının itibarını zedelemeye yönelik bir hamle olduğu belirtiliyor. Bilimsel veriler ve resmi raporlar, yolsuzluk iddialarını gizlemek için öne sürülen sağlık gerekçelerinin geçersiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.