Kayseri’nin Asırlık Serinleme Geleneği: Kar Kuyuları
Kayseri’nin Erciyes Dağı eteklerinde yer alan Hacılar ilçesinde, yüzlerce yıllık bir gelenek sayesinde yazın kavurucu sıcakları adeta etkisiz hale getiriliyor. İlçe sakinleri, kış aylarında özenle doldurdukları “kar kuyuları” sayesinde, en sıcak günlerde bile doğal ve serin bir ferahlama imkanı buluyor.
Geçmişi yüzyıllara dayanan bu eşsiz yöntem, Hacılar halkı için bir yaşam biçimi haline gelmiş durumda. Kışın yağan kar, özel olarak hazırlanmış kuyularda depolanıyor. Yaz geldiğinde ise iple bağlanan kovalarla kuyulardan çıkarılan kar, hem yenilerek hem de buz gibi suyu içilerek serinlemek için kullanılıyor. Bu gelenek o kadar köklü ki, kendi kar kuyusu olmayanlar bile düğün, cenaze gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek için komşularının kapısını çalıyor.
İmece Usulüyle Yaşatılan Gelenek
İlçe sakinlerinden Mahmut Gengeç, atalarından miras kalan bu geleneği yaşatmaktan gurur duyduklarını belirtiyor. Gengeç, süreci şu sözlerle anlatıyor:
“Hacılar’da eskiden 1500-2000 su kuyusu vardı, şimdi belki 100’ü faaliyette. Kış gelmeden kuyuları güzelce temizleyip yıkarız. Sonra temiz yerlerden, eğer burada kar azsa Erciyes’ten getirdiğimiz karlarla doldururuz. Bu kuyuları yapanlardan Allah razı olsun.”
Yaklaşık 150 ton kar kapasitesine sahip olan kuyunun, akrabalarla birlikte imece usulü doldurulduğunu dile getiren Gengeç, bu karın kullanım alanlarını da paylaşıyor.
“Bu karla serinliyoruz, ayran yapıp içiyoruz, pekmezle karıştırıp yiyoruz, suyunu tüketiyoruz. Bizim için çok sıhhatli ve temiz. Farklı şehirlerden isteyenlere ikram edince mutlu oluyoruz. Çeşme suyu içmiyoruz. Hava 38-40 derece olsa da sıcaklar bize etki etmiyor çünkü elimizde kar var.”
“Sıcaklarda İlaç Gibi Geliyor”
Bir diğer ilçe sakini Ahmet Baktır ise kar suyunun sıcak havalardaki yorgunluğu aldığını ve ferahlık verdiğini ifade ediyor. Baktır, bu geleneğin önemini şu şekilde vurguluyor:
“Ekin tarlalarında çok kar yerdik ve bu çok hoşumuza giderdi. Ramazan yaz aylarına denk geldiğinde iftar sofralarında mutlaka bulunurdu. Şimdi de temmuz ayının bu sıcağında ilaç gibi geliyor. Bu soğuk suyu ve karı bulduğumuz zaman gerçekten şükrediyoruz.”