Sana Göre Haber

Malatyalı Sanatçı Furkan Ekici: Atadan Miras Kalan Taş Ustalığı Heykel Sanatına İlham Verdi

Malatya’nın Arapgir ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki heykeltıraş Furkan Ekici, ailesinden gelen taş ustalığı geleneğini modern bir sanat formuna dönüştürerek dikkat çekici bir başarı hikayesine imza attı. Çocukluğunda atasının cami ve çeşmelere işlediği motiflerden ilham alan Ekici, bugün eserlerini uluslararası arenaya taşıyor.

Genetik Bir Mirasın Sanata Dönüşümü

Sanat yolculuğuna çocuk yaşlarda dedesinin taş işçiliğini görerek başlayan Furkan Ekici, bu ilginin genetik bir miras olduğunu belirtiyor. “Dedemin babası eski taş oyma ustalarındandı. Onun yaptığı eserleri çocukken görme fırsatım oldu ve bu alana ilgim iyice arttı,” diyen Ekici, ilkokulda fark edilen resim yeteneğini profesyonel bir kariyere dönüştürmeye karar verdiğini ifade ediyor.

Bu tutkusunu akademik bir temele oturtmak için Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü‘ne giren sanatçı, 2012 yılında buradan mezun oldu. Ailesindeki zanaatkarlık mirasını sanatsal bir vizyonla birleştiren Ekici, kendini sürekli geliştirerek sanat dünyasında kendine özgü bir yer edindi.

20 Yıllık Tecrübe ve Uluslararası Başarı

Yaklaşık 20 yıldır sanatla iç içe olan Ekici, taş, ahşap, demir ve seramik gibi farklı malzemeleri kullanarak özgün eserler ortaya koyuyor. Sanatçı, profesyonel kariyerine üniversiteden mezun olduktan sonra başladı ve kısa sürede yeteneğiyle adından söz ettirdi.

“Şu an ahşap ve taş oyma, sıcak demir, heykel, fiber kalıp heykel yapabiliyorum. Projeler, kavşaklar, meydanlar için çalışmalar yapıyorum. İstanbul, Ordu gibi birçok kente iş yaptım. Yurt dışında son olarak Hollanda‘dan aldığım siparişi tamamladım. Gelen taleplere göre zamanlamayı ayarlayıp üretim yapıyorum.”

Ekici’nin çalışmaları, sadece yurt içinde değil, yurt dışında da ilgi görüyor. Özellikle Hollanda’dan aldığı sipariş, sanatının sınırları aştığının en önemli göstergelerinden biri.

Sanat Bir Tutku: “Bir Daha Dünyaya Gelsem Aynı İşi Yapardım”

Furkan Ekici için heykeltıraşlık, bir meslekten çok daha fazlasını ifade ediyor; bu, adeta bir yaşam biçimi. “Psikolojik anlamda çok keyif alıyorum, kendimi iyi hissediyorum. Üretmek bir sanatçı için bir hastalık gibi oluyor. Bir daha dünyaya gelsem aynı işi yapardım,” sözleriyle sanatına olan bağlılığını dile getiriyor.

Tarihin en eski mesleklerinden birini icra etmenin gururunu yaşayan sanatçı, Rönesans’ın büyük ustası Michelangelo‘nun eserlerinden, özellikle de Davut ve Musa heykellerinden büyük ilham aldığını belirtiyor. Kendi hedefleri arasında da bu ölçekte çalışmalar yapmak olduğunu söyleyen Ekici, “Dedemin camilerdeki çalışmalarını, yaptığı motifleri gördüm. Bu beni çok etkilemişti. Bugün de aynı mesleği yapıyorum,” diyerek köklerine olan saygısını ve ilham kaynağını vurguluyor.

Exit mobile version