Samandağ Sahillerinde Umut Yeniden Yeşerdi: Kaplumbağalar İçin Çalışmalar Başladı
Hatay’ın Samandağ ilçesi, 6 Şubat depremlerinin yarattığı zorlukların ardından yeşil deniz kaplumbağaları için yeniden umut merkezi haline geldi. Deprem nedeniyle bir süredir ara verilen koruma ve izleme çalışmaları, bakanlık desteğiyle yeniden başladı ve gönüllüler sayesinde 1100 kaplumbağa yuvası koruma altına alındı.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile gönüllülerin yürüttüğü özverili çalışmalar sayesinde, 2000’li yılların başında 40-50 civarında olan yuva sayısı, 2023’te 1600 gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştı. Ancak depremler, gönüllülerin konakladığı alanın başka bir kuruma tahsis edilmesine ve ödenek yetersizliği nedeniyle yeni bir yer inşa edilememesine yol açarak bu önemli çalışmalara sekte vurdu.
Gönüllülerin Çağrısı Yanıt Buldu ve Çalışmalar Başladı
Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik, çalışmalara devam edebilmek için 4 kadrolu ve 6 gönüllünün konaklayabileceği bir alana ihtiyaçları olduğunu belirterek yardım çağrısında bulundu. Bu çağrı kısa sürede yanıt buldu ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gönüllüler için konteyner kentte yer tahsis edildi. Ekipler, 15 Haziran’da çalışmalara yeniden başlayarak, mayıs ayından itibaren sahile çıkan kaplumbağaların oluşturduğu yuvaları bir ay gecikmeyle de olsa korumaya aldı. Bu çalışmalar neticesinde 1100 yuvadaki yumurtalardan çıkan minik yavrular, güvenle denize ulaşmaya başladı.
“Türkiye’deki En Önemli 3 Yuvalama Alanından Biri”
Başkan Mişel Atik, çalışmaların eylül ayına kadar süreceğini belirterek, Samandağ sahilinin önemini vurguladı.
“Dünya yaşam zincirinin önemli halkalarından olan deniz kaplumbağaları, 110 milyon yıldan beri bu sahillere gelip yuvalarını yapıyor. 14 kilometre boyunca uzanan sahil şeridimiz, Türkiye’deki 3 önemli yeşil deniz kaplumbağası yuvalama alanından biri. Yeşil deniz kaplumbağaları, mayıs ayı ortalarından itibaren sahile çıkarak bir seferde 100-150 yumurta bırakırlar. Bu yumurtalar uygun şartlar altında 45-60 gün içinde çatlar ve yavrular denize yönelir.”
Yavruların Hayatta Kalma Mücadelesi
Atik, yavruların yolculuğunun tehlikelerle dolu olduğuna dikkat çekti ve hayatta kalma oranının düşüklüğünü belirtti.
“Yavruların sağlıklı bir şekilde denize ulaşabilmesi için uygun koşulların olması gerekiyor. Kumsaldaki kirlilik, yengeçler, diğer yırtıcılar ve kuşlar yavrular için tehdit oluşturuyor. Denize ulaştıkları anda da birçok balığa yem oluyorlar. Bu nedenle yumurtadan çıkan binlerce yavrudan sadece binde 1 ila 5’i ergin hale gelebiliyor. Erginleşen dişiler 20-25 yıl sonra doğdukları sahile geri dönüyor.”
Deprem ve çeşitli nedenlerle üç yıldır aksayan çalışmaların bu yıl Bakanlığın talimatıyla yeniden başladığını ifade eden Atik, “Yaklaşık 1 aylık gecikmeyle sahaya çıktık. Yıllar önce 50-60 yuva ile başladığımız çalışmalarda yuva sayımız depreme kadar 1500-1600’lere kadar yükseldi. Şu anda ise 1100 yuvayı yakalamış durumdayız” dedi.