İzmir Sanayisinden Kritik Uyarılar
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir’de düzenlenen Temmuz ayı meclis toplantısında ekonomideki güncel duruma ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yorgancılar, çoklu krizlerin yaşandığı bu dönemde risklerin giderek arttığını ve mevcut ekonomik kazanımların kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu belirtti.
“Ortalık gerçek anlamda yangın yeri iken, jeopolitik risklerin arttığı, içerde ve dışarda siyasi-ekonomik belirsizliklerin giderilmediği bir süreçte, bizler de önümüzü görmeye çalışıyoruz.”
Yorgancılar, İsrail-Filistin çatışması, Rusya-Ukrayna savaşı, ticaret savaşları ve komşularla ilişkilerdeki bozulma riskleri gibi dış faktörlerin yanı sıra; iç siyasetteki gerginlik, yüksek enflasyon ve faizlerdeki gecikmeli iyileşmenin sanayinin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini vurguladı. Birçok sanayicinin “Üretiyorum, satıyorum ama para kazanamıyorum” dediğini aktardı.
Çin Tehdidi ve Rekabet Gücü Kaybı
EBSO Başkanı, Çin’in küresel hedeflerine hızla ilerlerken Türkiye’deki yerli üreticiler için büyük bir engel teşkil ettiğini ifade etti. “China Shock 2.0” olarak adlandırdığı bu durumu, AB’nin de dile getirdiğini ve üreticiler için büyük bir risk oluşturduğunu söyledi.
Yorgancılar, Çin ile ilgili endişelerini şu şekilde sıraladı:
- Geçmişte teknoloji kopyalayan Çin, bugün yatırım yaptığı ülkede teknoloji transferine izin vermiyor.
- Ucuz işgücü garantisi veren Çin, artık üretim yaptığı ülkelere kendi işçisini götürüyor.
- Çinli firmalar, üretim yaptıkları ülkelerin yerel tedarikçilerini minimum seviyede kullanıyor.
- Türkiye’de faaliyet gösteren 1.312 Çinli firma bulunuyor ve bu durum yerli üreticinin rekabetini imkansızlaştırıyor.
- 2024 Ocak ayından bu yana Çin’den yapılan ithalat artışı yüzde 49 gibi çok yüksek bir orana ulaştı.
İmalat Sanayinin Payı Azalıyor
Yorgancılar, imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payının sürekli azaldığına dikkat çekerek, “Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan gibi rakip ülkelerde bu pay artarken bizde azalıyor. Amacımız, bu azalış eğiliminin yönünü yukarı çekmek ve kan kaybeden sanayimizin gerçek durumunun görülmesidir” dedi.
TÜSİAD’ın maliyet bazlı rekabet gücü endeksi raporuna da değinen Yorgancılar, Türkiye’nin özellikle 2023’ten itibaren ara malı, işgücü ve finansman maliyetlerinde olumsuz ayrıştığını belirtti. Enerji maliyetlerindeki sübvansiyonlara rağmen, yüzde 7,86’lık son doğalgaz zammının bu görünümü değiştirebileceğini ekledi.
“Sanayiciye Baskı Yapma Zamanı Değil”
Konkordato sayılarındaki artışın riskleri gözler önüne serdiğini belirten Yorgancılar, yılın ilk 6 ayındaki iflas sayısının 2023’ün yüzde 72’sine ulaştığını söyledi. “Bugün reel sektör, kapasite düşüklüğünden, kar gerilemesine, siparişlerin azalmasından her kalemde maliyet artışına kadar çok ciddi baskı altındadır. Bugün sanayiciye ek vergilerle, yeni zamlarla baskı yapma zamanı değil. Sanayimizin kayıplarını giderme zamanıdır” diye konuştu.
KOBİ Tanımı Güncellenmeli
Yorgancılar, yüksek enflasyon ortamında mevcut KOBİ tanımının yetersiz kaldığını ve güncellenmesi gerektiğini savundu. “Finansmana en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde tanımın dışında kalanlar desteklerden faydalanamıyor. 2023 Mayıs’ında belirlenen 500 milyon TL’lik ciro barajı anlamsız kaldı” dedi. Avrupa Komisyonu’nun önerdiği gibi 250-749 çalışana sahip “küçük orta ölçekli şirketler” gibi yeni bir kategori oluşturulmasının faydalı olacağını belirtti.
Yılın İkinci Yarısı İçin Beklentiler Olumsuz
EBSO tarafından yapılan Ekonomik Değerlendirme Anketi’nin sonuçlarını da paylaşan Yorgancılar, 2025’in ikinci yarısı için beklentilerin karamsar olduğunu ifade etti. Anketin öne çıkan sonuçları şunlar:
- Katılımcıların yüzde 59’u iç pazarda, yüzde 51’i ise dış pazarda siparişlerinin azaldığını belirtti.
- Firmaların yüzde 68’i üretimlerinin azaldığını bildirdi.
- İşlerin önündeki en büyük engeller; işgücü maliyetleri, döviz kurundaki belirsizlik, nakit akışındaki bozulma ve yetersiz iç talep oldu.
- İkinci yarı için en öncelikli stratejiler; maliyetleri düşürme, yeni dış pazarlara yönelme ve küçülmek olarak sıralandı.
- Katılımcıların yüzde 72’si ekonominin gidişatına ilişkin olumsuz beklentiye sahip.
Yorgancılar sözlerini, “Bugün mevcut durumu da, kazanımlarımızı da kaybetme noktası ile karşı karşıya olduğumuzdur” diyerek tamamladı.