Yiğit İhtiyar Delikanlı: Genco Erkal’ın Sanatla Yoğrulmuş Yaşamı ve Unutulmaz Mirası

Usta sanatçı Genco Erkal‘ın aramızdan ayrılışının üzerinden tam bir yıl geçti. Zaman hızla akıp giderken, ardında bıraktığı değerli görsel ve işitsel miras, ilk mektupta da belirtildiği gibi hâlâ taptaze. Sanat yaşamı boyunca biriktirdiği sesli kitaplar, fotoğraflarla bezenmiş şiir yorumları, çevirileri ve müzik çalışmaları, onun anısını canlı tutuyor.

Bu yazıda ise Genco Erkal’ın gençlik yıllarına, kimliğini nasıl inşa ettiğine odaklanacağız. Bu, özellikle genç izleyiciler için büyük önem taşıyor; çünkü onlar Genco Erkal’ı genellikle son 10-15 yıllık çalışmalarıyla, tek kişilik gösterileriyle, Nâzım Hikmet ve Bertolt Brecht yorumlarıyla ve siyasi eleştirileriyle tanıyor. O, sanat dünyasının güler yüzlü ama sözünü sakınmayan ulusal kahramanıydı.

Bir Sanatçının Doğuşu: Gençlik Yılları

Bugün kalbimizde yaşattığımız o yiğit ihtiyar delikanlı, profesyonel tiyatroya adım attığı 66 yıl önce de aynı kararlılığa sahipti. O dönemde, bugünkü kimliğini oluşturmak için yoğun bir çaba içerisindeydi.

Özenle İnşa Edilen Bir Kariyer

Galatasaray İlkokulu ve Robert Kolej gibi köklü kurumlarda aldığı eğitim, onun birden fazla yabancı dil bilen bir kültür insanı olarak yetişmesini sağladı. Sahneyle lise yıllarında tanışan Erkal, amatör Genç Oyuncular ekibiyle geleneksel Türk tiyatrosunun açık biçim oyunculuk tarzını benimsedi. İstanbul Üniversitesi’ndeki psikoloji eğitimi, karakter çözümlemelerindeki derinliğinin temelini attı. Dramatik oyunculuktaki ustasının ise ilk profesyonel döneminde birlikte çalıştığı Yıldız Kenter olduğunu her zaman ifade etmiştir. Avrupa’da yaptığı gezilerle beden kullanımından koreografiye, müzikli tiyatrodan Brecht’in epik tiyatrosuna kadar geniş bir yelpazede kendini geliştirerek staj dönemini tamamladı.

  • 1963: Arena Tiyatrosu’nda sahnelenen “Aslan Asker Şvayk” ile büyük bir üne kavuştu.
  • Yönetmenlik Başarısı: Ionesco’nun “Sandalyeler” ve “Ders” oyunlarıyla ilk profesyonel yönetmenlik denemesinde başarıya ulaştı.
  • 1964: Gülriz Sururi ve Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sahnelenen “Keşanlı Ali Destanı” yönetmenliği ile ‘usta’lar arasına adını yazdırdı.
  • 1965-67: A.S.T döneminde Brecht’in “Arturo Ui”sinden Gogol’un “Deli”sine uzanan geniş bir oyunculuk yelpazesi sergiledi.

Genco Erkal, “Bir Delinin Hatıra Defteri” ile Türkiye’deki ilk tek kişilik sahne olayına imza atan ve Nâzım Hikmet’in şiirlerini ilk kez sahneye taşıyan öncü sanatçıdır.

Dostlar Tiyatrosu: Bağımsızlıktan Ödün Vermeyen Bir Duruş

Erkal, 1959 yılında Dostlar Tiyatrosu‘nu kurdu. Türkiye’nin en uzun soluklu özel tiyatrolarından biri olan Dostlar, 55 yıl boyunca toplumcu sanat anlayışının simgesi haline geldi. Bu çatı altında “Asiye Nasıl Kurtulur” ve “Galilei Galileo” gibi kalabalık kadrolu oyunların yanı sıra tek ve iki kişilik oyunlarda da devleşti.

Dostlar Tiyatrosu yapımları aracılığıyla savaşı, adaletsizliği, demokrasi dışı uygulamaları, söz özgürlüğünün kısıtlanmasını, fırsat eşitsizliğini ve faşizmin insanlık dışı yüzünü cesurca tartışmaya açtı.

Tiyatrosunun bağımsızlığı için kazançsız ama ödünsüz bir mücadele verdi. Sadece oynamakla kalmadı; oyun uyarladı, çevirdi, yönetti ve pek çok yapımın dramaturguydu. Oyuncu arkadaşlarını yazmaya teşvik ederek birçok yerli oyunun dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Kariyerinde 100’e yakın profesyonel çalışmaya imza attı.

Zarafet ve Alçakgönüllülük Timsali

Ciddi oyunlardaki ve güldürülerdeki incelikli yorumlarının yanı sıra, yurt içinde ve dışında bir tipleme büyücüsü olarak da hayranlık kazandı. Genco, her zaman temiz ve şık giyimiyle örnek bir sanatçı imajı çizdi. Özel yaşamındaki zarafeti, gösterişten uzak duruşu ve özenli giyimiyle dönemdaşlarını derinden etkiledi. En belirgin özelliklerinden biri de utangaç kişiliğini yaşamı boyunca koruması ve şımarık tavırlardan daima kaçınmasıydı.

Genco Erkal, sanatçı kimliğini aydın kişiliğiyle birleştiren bir ustadır. Çok okuyan, sadece konuşmayı değil dinlemeyi de bilen, yüreğinin sesini aklının süzgeciyle dengeleyebilmiş bir dünya insanıdır.

Seni çok özlüyoruz sevgili Genco…