ABD’den Mazlum Abdi’nin ‘Tek Ordu’ Vizyonuna Övgü
Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Tom Barrack, terör örgütü YPG/SDG’nin sözde komutanı Mazlum Abdi‘nin son açıklamalarına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Barrack, Abdi’nin Al Arabiya ve Al Hadath kanallarına verdiği demeçlere sosyal medya platformu X üzerinden yanıt verdi.
İstikrarlı Bir Suriye İçin Kilit Rol
Büyükelçi Barrack, Mazlum Abdi’ye hitaben yaptığı paylaşımda, Suriye’de istikrarın sağlanması için yürütülen çabaların önemine dikkat çekti. Barrack, şu ifadeleri kullandı:
“Sizin liderliğiniz ve SDF’nin azimli çabaları, Suriye hükümetinin Başkan Ahmed el-Şara önderliğinde kapsayıcılığa olan kararlı bağlılığıyla birlikte, “tek ordu, tek hükümet, tek devlet” ilkesine dayalı istikrarlı bir Suriye için hayati öneme sahiptir. Entegrasyon ve birliği ilerletmek için yürütülen yapıcı diyalogdan büyük memnuniyet duyuyoruz. Güvenli bir gelecek için görüşmelerin devam etmesini bekliyoruz!”
Mazlum Abdi Ne Demişti?
Mazlum Abdi, katıldığı televizyon programında Suriye’deki son duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulunmuştu. Abdi, Suriye hükümetiyle günlük olarak iletişim halinde olduklarını ve tarafların tek bayrak ve tek ordu ilkesinde anlaştığını belirtmişti.
Abdi’nin Açıklamalarından Öne Çıkanlar
Abdi’nin röportajında vurguladığı kilit noktalar şunlardı:
- Türkiye’nin Rolü: Bu süreçte Türkiye’nin herhangi bir rolünün olmadığını ifade etti.
- Suudi Arabistan’ın Arabuluculuğu: Suudi Arabistan’ın, özellikle yaptırımların kaldırılmasındaki etkin rolü sayesinde gelecekte yapıcı bir arabulucu olabileceğini söyledi.
- Savaşçıların Entegrasyonu: “100 bin savaşçının Savunma Bakanlığı bünyesine entegre edilmesi, tek ve merkezi bir ordunun kurulması açısından önemli bir adımdır” dedi.
- Adem-i Merkeziyetçilik Vurgusu: Adem-i merkeziyetçiliğin bir bölünme olmadığını, aksine Suriye’nin birliğini güçlendirecek bir unsur olduğunu savundu.
- Resmî Dil Talebi: Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Kürtçenin, Arapça ile birlikte resmî dil olarak tanınması yönünde talepleri olduğunu belirtti.