Ankara Barosu’ndan Çarpıcı Rapor: İmamoğlu Eylemlerindeki Hak İhlalleri Mercek Altında
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta tutuklanması sonrası Türkiye genelinde, özellikle İstanbul ve Ankara’da vatandaşlar, temel politik haklarını savunmak amacıyla protestolar düzenlemişti. İstanbul’da Saraçhane, Ankara’da ise Güvenpark ve ODTÜ eylemlerin merkezi haline geldi. Kolluk kuvvetlerinin bu barışçıl gösterilere sert müdahaleleri, orantısız biber gazı kullanımı ve ters kelepçe gibi insan haklarına aykırı gözaltı yöntemleri kamuoyunun gündemine oturdu.
Ankara Barosu Devreye Girdi
Ankara’daki eylemlerde gözaltına alınan yurttaşların haklarını savunmak amacıyla Ankara Barosu harekete geçti. Baro bünyesindeki Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM), İnsan Hakları Merkezi, Avukat Hakları Merkezi, LGBTİ+ Hakları Merkezi, Kadın Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi ve CMK Merkezi’nden avukatlar, gözaltı süreçlerinde gönüllü olarak savunma görevini üstlendi.
150 Sayfalık İhlal Raporu Hazırlandı
Gönüllü avukatların yer aldığı TODAM, bu süreçte yaşanan hak ihlallerini belgeleyen 150 sayfalık kapsamlı bir “Toplumsal Olay Takip Raporu” hazırlayarak bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Toplantıya Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, TODAM Başkanı Av. Eren Gönen ve Baro Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.
Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, raporun önemine dikkat çekerek, “Bu raporun, mağdurlar, mağdur vekilleri ve hak sahiplerine ulaşması; devam eden ve başlayacak soruşturmalarda kullanılması, başvurularda eklenmesi ile İnsan Hakları üzerinde çalışan STK’lerle paylaşmayı arzuluyoruz. Aynı zamanda raporumuzu TBMM’deki komisyonlara iletmeyi, yargı merciilerine sunmayı ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Merkezi Komiserliği’yle paylaşılmasını amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Gün Gün Belgelenen Hak İhlalleri
Rapor, 19 – 29 Mart tarihleri arasında yaşanan hak ihlallerini gün gün detaylandırıyor. İşte raporda öne çıkan tespitler:
- Sağlık ve Kötü Muamele Yasağı: Orantılılık ilkesine aykırı olarak kullanılan tazyikli su ve biber gazının, “sağlık hakkı”, “kötü muamele yasağı” ve “barışçıl toplanma hakkı”nı ihlal ettiği belirtildi.
- Eğitim ve Barınma Hakkına Kısıtlama: Özellikle ODTÜ’de öğrencilere yönelik TOMA ve gazlı müdahaleler, “eğitim”, “barınma” ve “serbest dolaşım hakkına” yönelik “orantısız ve keyfi kısıtlama” olarak değerlendirildi.
- Kişisel Verilerin Korunması: Kolluk kuvvetlerinin eylemcilerin görüntülerini kaydetmesinin, kişisel verilerin korunması hakkını ihlal ettiği vurgulandı.
- Savunma Hakkına Müdahale: 22 Mart’ta başlayan gözaltı süreçlerinde avukat-müvekkil gizliliğinin ihlal edildiği, avukatların -5 derecede bekletildiği ve savunma hakkının engellendiği tespit edildi.
- Özgürlük ve Güvenlik Hakkı: Tutuklama ve adli kontrol kararlarının, toplumda caydırıcılık yaratma amacıyla cezalandırma aracına dönüştürülerek “özgürlük ve güvenlik hakkı”nı ihlal ettiği kaydedildi.
Bakan Yerlikaya’nın Açıklaması ‘Usuli Güvence İhlali’
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 25 Mart’ta protestoları “yasa dışı gösteri” olarak nitelendirmesi ve “Sokakları terörize etmeye kalkışanlara asla taviz verilmeyecektir” şeklindeki açıklaması, raporda “etkili soruşturma yükümlülüğüne dair usuli güvencenin ihlalini oluşturabilecek nitelikte” bulundu. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kötü muamele iddialarını yeterince incelememesi de “usuli ihlal” olarak nitelendirildi.
Sonuç: Anayasa ve AİHS Açıkça İhlal Edildi
Raporun sonuç bölümünde, yaşananların Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılığı net bir şekilde ortaya kondu:
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve bağlı yasalarla tanınmış olan yaşama hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, seyahat hürriyeti, özel hayata saygı, eğitim hakkı, seçme ve seçilme hakkı gibi temel hakların orantısız kolluk müdahalesi ve hukuka aykırı idari işlem ve eylemlerle ihlal edildiği tespit edilmiştir.”