Azerbaycan-Ermenistan Barış Süreci: Güney Kafkasya’da Anlaşmaya Giden Yolun Analizi

Güney Kafkasya’da Yeni Bir Dönem: Azerbaycan-Ermenistan Barış Müzakereleri

Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cavid Veliyev, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinin seyrini ve belirleyici dinamiklerini kaleme aldı. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda atılan adımlar, bölgenin geleceği için kritik önem taşıyor.

Abu Dabi’de Arabulucusuz Diyalog

10 Temmuz 2025 tarihinde Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de bir araya geldi. Bu görüşmenin en önemli özelliği, herhangi bir arabulucu olmaksızın, iki ülke arasında doğrudan gerçekleşmesiydi. Görüşmeler her iki tarafça da yapıcı olarak nitelendirilirken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Mart 2025’te üzerinde uzlaşılan barış metninin paraflanmaya hazır olduğunu belirtti. Ancak metnin nihai imzası için Ermenistan’ın atması gereken bazı adımlar bulunuyor. Bu olumlu atmosferin arkasında, Azerbaycan’ın kararlı diplomasisi ve barış metnine yönelik sunduğu yapıcı teklifler büyük rol oynadı.

Barış Anlaşmasının Temeli: Azerbaycan’ın 5 Maddelik Teklifi

İkinci Karabağ Savaşı’nın bitiminden bir yıl sonra, Kasım 2021’de Cumhurbaşkanı Aliyev, barışa hazır olduklarını ilan etti. Şubat 2022’de ise Azerbaycan, barış anlaşması için 5 maddelik temel ilkeleri resmi olarak Ermenistan’a sundu. Müzakereler bu metin üzerinden ilerledi ve Azerbaycan’ın bazı haklı taleplerinin Ermenistan tarafından karşılanmasıyla Mart 2025’te metin üzerinde genel bir uzlaşı sağlandı.

Anlaşmanın Kilit Noktaları

  • Karabağ Ermenilerine özel statü verilmesine ilişkin madde metinden çıkarıldı.
  • Tarafların birbirlerine karşı uluslararası mahkemelerde açtıkları davaları geri çekmesi konusunda anlaşıldı.
  • Azerbaycan sınırına başka ülkelerin temsilcilerinin yerleştirilmemesi kararlaştırıldı.

Bununla birlikte Azerbaycan, barışın kalıcı olması için AGİT Minsk Grubu’nun feshedilmesi ve Ermenistan anayasasının değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Ermenistan tarafı bu talepler doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

Bölgesel Güç Dengesi ve Yükselen Azerbaycan

Karabağ Zaferi sonrası Azerbaycan, kurduğu diplomasi ağıyla bölgedeki üstünlüğünü pekiştirdi. Bakü, bölgenin iki güçlü aktörü Türkiye ve Rusya ile müttefiklik anlaşmaları imzalarken, Çin ile stratejik işbirliğini geliştirdi ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) desteğini arkasına aldı. İran ile ilişkilerde de yeni bir dönem başlarken, Ermenistan’ın müttefikleri olan Hindistan ve Fransa gibi ülkeler farklı coğrafyalarda jeopolitik zemin kaybetti. ABD’de Donald Trump‘ın yeniden seçilmesi ve Türkiye ile işbirliğine önem vermesi, Paşinyan yönetiminin dış politikadaki yalnızlığını artırdı.

Ermenistan yönetimi, barış anlaşmasını tamamlamadan Türkiye sınırını açtırma çabalarında da sonuç alamadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın, “Ermenistan, Azerbaycan’ın meşru taleplerini karşılamalı” şeklindeki net duruşu, Türkiye’nin süreçteki kilit rolünü bir kez daha gösterdi. Bu gelişmeler sonucunda Paşinyan yönetimi, Azerbaycan’ın barış şartlarını kabul etme noktasına geldi.

Sonuç: Kalıcı Barış İçin Samimi Adımlar Şart

Mevcut olumlu sonuçlar, büyük ölçüde Azerbaycan’ın stratejik çabaları ve haklı talepleriyle şekillenmiştir. İki ülke arasında kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için gelecekte sorun yaratabilecek tüm siyasi ve hukuki meselelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Paşinyan yönetiminin, bölgesel barışı bir fırsat olarak görüyorsa, Azerbaycan’ın meşru taleplerini karşılayarak ve radikal unsurları kontrol altına alarak gelecek nesiller için samimi adımlar atması beklenmektedir.

[Dr. Cavid Veliyev, Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi Yönetim Kurulu Üyesidir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.