CHP’nin Tartışmalı Komisyon Kararı: Siyasi Bir Tuzağın Parçası Mı Oluyor?

TBMM’deki Tartışmalı Açılım Komisyonu ve CHP’nin Kararı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde haftalardır gündemde olan açılım komisyonu, siyasi tartışmaların odağında yer alıyor. Medyanın bazı gerçekleri göz ardı etme eğilimine rağmen, CHP’li seçmenlerin önemli bir kısmı, Öcalan açılımıyla başlayan bu sürecin emperyalist bir tezgâh olduğu görüşünde birleşiyor. Bu atmosfere rağmen CHP yönetimi, komisyona üye göndererek sürecin bir parçası olmayı tercih etti.

Özgür Özel’den Komisyon Açıklaması

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada partinin duruşunu şu sözlerle savundu:

“Anayasayı değiştirmek için bu komisyonu kuramazlar. Meselenin gerçekten çözüleceği bir komisyonda oluruz. CHP’nin olduğu değil, olmadığı komisyondan korksunlar. Komisyon ya eşit temsil ile oluşmalı, eşit temsil değilse o zaman nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz.”

Komisyonun Yapısı ve Karar Mekanizması

51 üyeli olarak planlanan komisyonun parti dağılımı şu şekilde:

  • AKP: 21 üye
  • CHP: 10 üye
  • DEM Parti: 4 üye
  • MHP: 4 üye
  • Yeni Yol Partisi: 3 üye
  • HÜDA PAR: 1 üye
  • Yeniden Refah: 1 üye
  • TİP: 1 üye
  • EMEP: 1 üye
  • DSP: 1 üye
  • DP: 1 üye

İyi Parti ise, komisyonun “gayriresmi ve siyasi inisiyatife dayalı” olduğunu belirterek 4 üyelik kontenjanını kullanmayacağını açıkladı. Bu durumda partilerin eşit temsili sağlanmadığı gibi, iktidar bloku istediği kararı rahatlıkla geçirebilecek bir çoğunluğa sahip oluyor. Özel’in nitelikli çoğunluk şartı kabul edilse dahi, İYİ Parti’nin yokluğunda 48 üyeli komisyonda karar yeter sayısı 2/3 oranında 32 oy, 3/5 oranında ise 29 oy olacak. Bu da AKP+MHP+DEM+Yeni Yol ittifakının (32 oy) veya AKP+MHP+DEM ittifakının (29 oy) CHP’ye ihtiyaç duymadan karar alabileceği anlamına geliyor.

Gündemdeki Tehlikeler ve KCK’dan Gelen Tehdit

Peki, komisyonda neler görüşülecek? Gündemin terörist başı Öcalan’a özgürlük ve PKK’lıların topluma entegrasyonu gibi konuları içereceği öngörülüyor. Ancak örgüt yöneticilerinin açıklamaları, pazarlığın daha derin olduğunu gösteriyor. Özellikle Anayasa’nın vatandaşlık tanımını yapan 66. madde ve anadilde eğitimle ilgili 42. madde gibi kritik konuların masaya yatırılacağı anlaşılıyor.

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı terörist Cemil Bayık’ın son açıklamaları ise durumu daha da vahim kılıyor:

“Ortadoğu’da gelişmeler olunca artık ulus devletin iflas ettiğini, Türkiye’ye adım attırma tarzını izlediklerini” belirten Bayık, “Ya adım atacaklar ya da başka türlü bitecek” diyerek açıkça tehdit savurdu.

Geçmişten Ders Alınmadı Mı?

Yazar, CHP yönetiminin ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın “Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir” sözlerini ve AKP’nin siyasi ajandasını göz ardı edip etmediğini sorguluyor. Bugüne kadar AKP’nin kurduğu hangi komisyondan demokratik bir sonuç çıktığı ve ana muhalefetin önerilerinin dikkate alındığı retorik bir dille eleştiriliyor.

Seçim Hesabı İçin Girilen Kirli Oyun mu?

Yazıda, “Biz elimizden geleni yaptık ama sonuç bu oldu” demenin bu kirli oyuna dahil olmak için bir gerekçe olamayacağı vurgulanıyor. 2012’deki 4+4+4 eğitim sistemi oylamalarında yaşananlar hatırlatılarak, muhalefetin nasıl etkisiz kılındığı ve fiziksel şiddete maruz kaldığı belirtiliyor. Görünüşe göre CHP, bu kez yapılacak düzenlemelere büyük bir itiraz göstermeyecek ve katılımıyla Öcalan açılımını meşrulaştırarak PKK’ya siyasi bir alan açılmasına zemin hazırlayacak. Tüm bu adımların arkasında ise CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde DEM Parti oylarını alma beklentisinin yattığı, ancak bu uğurda kendi tabanının tepkisini dahi görmezden geldiği ifade ediliyor.