Formula 1 2026 Takvimi İçin Türkiye İddiası Güçleniyor
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Eren Üçlertoprağı, Motorsport.com’dan Pedro Fermin’e yaptığı özel açıklamalarla motor sporları dünyasında heyecan yarattı. Üçlertoprağı, 2026 Formula 1 takviminde yer alan Madrid Grand Prix’sinin tamamlanamaması durumunda Türkiye’nin bu yarışın yerini almaya hazır olduğunu belirtti.
Madrid Grand Prix’sindeki Belirsizlik Türkiye İçin Fırsat Yaratıyor
Geçtiğimiz hafta duyurulan 2026 F1 takviminde, 13 Eylül tarihinde ilk kez düzenlenmesi planlanan Madrid Grand Prix‘si dikkat çekiyor. 5.4 kilometre uzunluğunda ve 22 virajdan oluşan bu yeni kentsel pistin inşaatı devam ederken, bitiş tarihi 30 Mayıs 2026 olarak öngörülüyor. Ancak projenin önünde FIA‘nın zorlu homologasyon süreci ve giderek artan yerel siyasi muhalefet gibi önemli engeller bulunuyor. Bu durum, yarışın geleceği hakkında ciddi şüpheler doğuruyor.
Türkiye Kalıcı Bir Anlaşma Peşinde
Bu gelişmeler doğrultusunda, Türkiye yarışa ev sahipliği yapmak için en güçlü adaylardan biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Park pistinin yönetiminin artık TOSFED’de olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın projeye verdiği destek, Türkiye’nin elini güçlendiriyor. Hedef, tek seferlik bir yarış değil, takvimde kalıcı bir yer edinmek.
“Biz tek yarışlık bir çözüm aramıyoruz. Uzun vadeli bir anlaşma istiyoruz. Devlet bu projeye tam garanti veriyor ve tüm maliyetleri karşılamaya hazır.”
Bu sözleriyle Eren Üçlertoprağı, Türkiye’nin konuya ne kadar ciddi yaklaştığını vurguladı.
Stratejik ve Lojistik Avantajlar
Türkiye’nin yaklaşık 85 milyonluk nüfusu, yıllık 1,2 milyonluk otomotiv pazarı ve spora meraklı genç nüfusu, Formula 1 için hem stratejik hem de ticari açıdan büyük bir potansiyel sunuyor. Ayrıca, Madrid GP’sinin Monza ve Azerbaycan yarışları arasında planlanmış olması, lojistik açıdan Türkiye’yi ideal bir alternatif haline getiriyor. Takvimdeki bu konuma geçiş, takımlar için büyük bir zorluk yaratmayacaktır.
Finansal Koşullar ve Rakipler
TOSFED, Formula 1 yönetimi (FOM) tarafından talep edilen yıllık 60 milyon Euro‘luk bedeli ödemeye hazır olduğunu açıkça ifade etti. Diğer bir potansiyel aday olan Imola’nın ise henüz takvime dönüş garantisi bulunmuyor ve Avrupa içi dönüşümlü bir takvim için görüşmelerini sürdürüyor. Bu durum, Türkiye’nin 2026 takvimine girme olasılığını daha da artırıyor.