Sana Göre Haber

İsrail Basınından Gündem Yaratan Analiz: Türkiye’nin KKTC’deki Gücüne Karşı “Poseidon” Operasyonu Masada

İsrail Medyasında Gündem Olan KKTC Analizi

İsrail’in önde gelen medya kuruluşlarından Israel Hayom gazetesinde, analist Shay Gal tarafından kaleme alınan bir analiz, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) askeri varlığını mercek altına aldı. Analizde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki artan askeri gücünün, İsrail’in ulusal güvenliği için doğrudan bir stratejik tehdit olarak görüldüğü vurgulandı.

“Kuzey Kıbrıs Bir İsrail Sorunudur”

Makalede, konunun sadece bölgesel bir mesele olmadığı, uluslararası bir boyut taşıdığı belirtilerek şu ifadeye yer verildi:

“Kuzey Kıbrıs aynı zamanda bir İsrail sorunudur.”

Bu ifadeyle, Türkiye’nin KKTC’deki faaliyetlerinin İsrail tarafından yakından takip edildiği ve ulusal bir güvenlik meselesi olarak ele alındığına dikkat çekildi.

Olası Müdahale Planı: Poseidon

Analizde, İsrail’in mevcut durumda Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik bir askeri müdahale planı olmasa da, koşulların değişebileceği uyarısı yapıldı. Bölgeden kaynaklanan tehdidin “kritik bir eşiği aşması” durumunda İsrail’in stratejik duruşunu değiştireceği ifade edildi. Bu senaryo için Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile koordineli bir acil durum planı hazırlanması gerektiği öne sürüldü.

Planın Adı ve Hedefleri

Bu potansiyel acil durum planına, Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon‘un adının verilebileceği belirtildi. Bu ismin, deniz hakimiyetini ve İsrail’in stratejik deniz varlıklarını koruma odağını yansıttığı kaydedildi. Böyle bir operasyonun hedefleri ise şu şekilde sıralandı:

Türkiye’nin Artan Askeri Varlığı ve Caydırıcılığı

Yazıda, Türkiye’nin KKTC’de 40 binden fazla askeri personel bulundurduğu ve bu sayıyı artırdığı iddia edildi. Ayrıca Türkiye’nin donanma unsurlarını güçlendirdiği ve Karpaz bölgesinde bir deniz üssü kurma hazırlığında olduğu öne sürüldü. Özellikle Geçitkale Hava Üssü’nde konuşlandırıldığı belirtilen Bayraktar TB2 ve Akıncı tipi SİHA’ların, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki hareket kabiliyetini kısıtlayan önemli bir caydırıcı güç olduğu savunuldu.

İHA ve Füze Kapasitesi Endişesi

Analize göre, Türkiye’nin Lefkoniko Havaalanı’nı bir İHA üssüne dönüştürmesi, silahlı insansız hava araçlarını çok daha hızlı bir şekilde bölgeye sevk etmesini sağlıyor. Bu İHA’ların İsrail’in gaz sondaj kuleleri, donanma gemileri ve diğer stratejik noktalarını hedef alabilecek kapasitede olduğu ifade edildi. Bunun yanı sıra, 200 kilometreden fazla menzile sahip ATMACA gemisavar füzeleri ve 560 kilometre menzilli yeni Tayfun Blok-4 balistik füzelerinin İsrail için doğrudan bir tehdit oluşturduğu iddia edildi. Girne ve Gazimağusa’daki füze üslerinin varlığıyla Türkiye’nin Kudüs, Tel Aviv ve Hayfa Körfezi’ni vurma potansiyeline sahip olduğu öne sürüldü.

Stratejik Değerlendirme: “Göz Ardı Edilemez”

Sonuç olarak analizde, Türkiye’nin KKTC’deki kalıcı askeri varlığının, gelişmiş İHA kabiliyetleri ve deniz gücüyle birleştiğinde, İsrail’in bölgesel stratejik hesaplamalarında “göz ardı edilemeyecek” bir faktör haline geldiği vurgulandı. Bu durumun, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki enerji hatları ve deniz ticaret yolları için uzun vadeli riskler taşıdığı ve bölgesel güç dengelerini değiştirme potansiyeline sahip olduğu belirtildi.

Exit mobile version