Rusya’nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası açıklarında, Türkiye saatiyle 02.24’te 8,8 büyüklüğünde şiddetli bir deprem meydana geldi. Depremin yerin 18,2 kilometre derinliğinde gerçekleştiği belirtilirken, bu sarsıntı 1952’den bu yana bölgedeki en büyük deprem olarak kayıtlara geçti.
Büyük depremin ardından Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan çok sayıda ülke ve bölge için tsunami uyarıları yapıldı. Japonya, ABD’nin Hawaii, California, Oregon ve Washington eyaletleri, Rusya, Çin, Meksika, Şili, Ekvador, Kostarika, Fransız Polinezyası ve Guam gibi bölgeler alarma geçti.
4 Metrelik Dev Dalgalar Kıyılara Ulaştı
Deprem sonrası Rusya’nın Severo-Kurilsk kasabasında liman ve bazı balıkçı barınakları, yüksekliği 4 metreyi bulan tsunami dalgaları nedeniyle sular altında kaldı. Japonya’nın Iwaki ve Chiba şehirlerinde ise 1 metreye varan dalgalar gözlemlendi. Önlem olarak Fukuşima Nükleer Santrali‘nde görevli personel tahliye edildi. ABD’nin batı kıyılarında ise “güçlü akıntı” uyarıları yapılarak kıyı bölgelerinde tahliye işlemleri başlatıldı.
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Halil Kumsar Gelişmeleri Değerlendirdi
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Kamçatka açıklarındaki 8.8’lik depremin ardından yaşananları analiz etti. Depremin Pasifik Ateş Çemberi üzerinde yer alan bir dalma-batma zonunda meydana geldiğini belirten Kumsar, bu büyüklükteki bir sarsıntının çok sayıda artçıyı tetikleyeceğini vurguladı.
“Dalma-batma zonunda 8.8 büyüklüğünde büyük bir deprem meydana geldi. Bu sarsıntı, Pasifik Okyanusu’nda Japonya, Kiril Adaları, Hokkaido, Hawaii ve ABD’nin batı kıyıları gibi geniş bir alanda tsunami uyarılarına neden oldu.”
“Japonya’da Tsunami Bariyerleri Kapatıldı”
Japonya’nın tsunamiye karşı dünyadaki en hazırlıklı ülkelerden biri olduğunu söyleyen Kumsar, “Ben de uzun yıllar Japonya’da yaşadım. Şehirler tsunamiye karşı özel duvarlarla korunur. Bu duvarlar şu anda tamamen kapatıldı ve halk yüksek bölgelere yönlendirildi. Şu ana kadar Japonya kıyılarında 50-60 cm civarında tsunami dalgaları ölçüldü” dedi.
“Deniz Canlıları da Etkilendi: Balinalar Kıyıya Vurdu”
Depremin sadece karayı değil, deniz ekosistemini de etkilediğini belirten Prof. Kumsar, “Okyanustaki sismik dalgaların etkisiyle balinaların kıyıya vurduğu görülüyor. Bu tür büyük depremler, deniz yaşamını da doğrudan etkiliyor” şeklinde konuştu.
“Artçı Sarsıntılar Bir Yıl Sürebilir”
Bölgede uzun sürecek artçı depremlerin beklendiğini vurgulayan Kumsar, “Bu kadar büyük bir depremin ardından bölgede 7 ve üzeri büyüklüğünde artçılar olabilir. Artçılar bir yıla kadar sürebilir. Bu nedenle bölge dikkatle izlenmeli” uyarısında bulundu.
“Volkanik Hareketlilik ve Gaz Çıkışlarında Artış Bekleniyor”
Depremin meydana geldiği bölgenin aktif volkanlarla çevrili olduğuna dikkat çeken Kumsar, “Bu tür büyük depremler, volkanik alanlardaki sıcaklık, gaz çıkışı gibi parametrelerde ciddi değişikliklere yol açabilir” ifadelerini kullandı.
“Tsunami Etkisi, Kıyı Yapısına Bağlı Olarak Değişir”
Tsunami dalgalarının etkisinin kıyıların coğrafi yapısına göre değiştiğini açıklayan Kumsar, “Eğim azsa tsunami dalgaları daha iç kesimlere ulaşabilir. Bu nedenle her bölge için risk farklılık gösterir. Örneğin İzmir’deki 2020 depremlerinde Suçovası Körfezi’nde 2 metrelik tsunami dalgaları içeriye kadar ilerledi” dedi.
Tarihi Depremlerle Benzerlikler ve Türkiye İçin Notlar
Prof. Dr. Kumsar, bu depremin 2004 Sumatra ve 2011 Tohoku depremleriyle benzerlikler taşıdığını belirtti. Kumsar, “Sumatra’da 9.1’lik deprem sonrası tsunami Hint Okyanusu’nda binlerce kilometre ilerleyip büyük yıkıma yol açmıştı. Benzer bir dalga, 1960 Şili depreminde de 23 saat sonra Japonya’ya ulaşmıştı. Bugün de benzer bir senaryo olabilir” dedi.
Türkiye’deki duruma da değinen Kumsar, “Bizim depremlerimiz genellikle kara içinde meydana geliyor. Bu yüzden can kaybı daha fazla. Japonya’da ise depremler denizde olduğu için yapılar doğrudan etkilenmiyor. Ancak biz kentlerimizi bu tür büyük depremlere dirençli hale getirmek zorundayız” diyerek sözlerini tamamladı.