Rusya’daki Dev Depremin Arkasındaki Sır: Yok Olan Levha Teorisi
Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki dev deprem, gezegenimizin en yıkıcı sarsıntılarının ardındaki karmaşık levha hareketlerini yeniden bilim dünyasının merkezine taşıdı. BBC’nin bilim muhabiri Esme Stallard’ın analizine göre, bu sarsıntının arkasında ‘yok olan’ bir levhanın rol oynadığı ihtimali üzerinde duruluyor. Peki, bu jeolojik fenomen ne anlama geliyor ve benzer süreçler dünyamızın başka hangi bölgelerinde yaşanıyor?
Levha Hareketlerinin Gizemli Mekanizması
Stallard’ın analizine göre, dünyanın yüzeyi devasa tektonik levhalardan oluşuyor. Depremin merkez üssü olan Kamçatka bölgesinde, Pasifik levhası kuzeybatı yönünde hareket ederek daha küçük olan “Ohotsk mikrolevhası” ile çarpışıyor. Okyanusal bir yapıya sahip olan Pasifik levhası, daha yoğun olduğu için mikrolevhanın altına doğru dalıyor. Bu dalma süreci, levhanın yerin derinliklerinde artan sıcaklıkla erimesine ve adeta “yok olmasına” neden oluyor.
Ancak bu süreç her zaman pürüzsüz ilerlemiyor. Levhalar birbirine sürtündükçe büyük bir enerji birikiyor ve kilitleniyor. Bu kilitlenme aniden çözüldüğünde ise muazzam bir enerji açığa çıkarak geri sıçramaya yol açıyor. Bu olgu, megasıkıştırma (megathrust) depremleri olarak bilinen en büyük sarsıntıları meydana getiriyor.
Uzman Görüşü: “Aynı Süreci Akdeniz’de de Yaşıyoruz”
Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal, Rusya’daki depremin ardındaki jeolojik süreci ve ‘yok olan levha’ teorisini değerlendirdi. Prof. Dr. Pampal, okyanusal levhaların kıtasal levhalara göre daha ağır ve yoğun olması nedeniyle alta dalma eğiliminde olduğunu belirtti.
Levha Yok Oluyor mu?
Prof. Dr. Pampal, Pasifik levhasının eriyerek “yok olduğu” ifadesini bilimsel bir perspektifle açıkladı:
“Yok olma derken şunu anlamak gerekiyor: Levha alta dalıyor, ucu yerin derinliklerinde sıcak bölgelere ulaşıyor ve burada eriyor. Aynı süreci şu anda Akdeniz’de de yaşıyoruz. Afrika Levhası, Anadolu Levhası’nın altına dalıyor. Bu hareket Ege’nin altına doğru devam ediyor. Aşağıya indikçe sıcaklık artıyor ve dalan levhanın uç kısmı ergiyor. Bu ergimiş malzeme yükselmek, yani daha soğuk olan yukarı doğru çıkmak ister. Yükselir ve yüzeye volkanizma olarak çıkar. İşte bu süreçte levhanın bir kısmı eksilmiş olur. Yoksa tamamen kaybolmaz.”
Kamçatka depreminin ardından Vanuatu, Solomon Adaları ve Papua Yeni Gine için de tsunami uyarısı yapıldı. Böylece Pasifik Okyanusu’nda alarm verilen ülke sayısı 17’ye yükseldi.
Megasıkıştırma Depremleri ve Etkileri
Prof. Dr. Pampal, bu tür levha hareketlerinin sadece volkanik faaliyetleri değil, aynı zamanda büyük depremleri de tetiklediğini vurguladı.
“Bu sıkışma, megasıkıştırma (megathrust) depremlerine yol açar. Bu tür büyük depremler, genellikle alta dalan levha ile onun üzerinde kalan levha arasındaki sürtünme hattında meydana gelir. Pasifik’te batı ve doğu yönlerinde hareket eden levhalar arasında, okyanus ortası sırtları boyunca 3 bin metreyi bulan sıra dağlar yer alır. Bu bölgelerde sürekli lav çıkışı gözlemlenir.”
Pampal, Rusya’da yaşanan son depremin de tam olarak bu mekanizmayla oluştuğunu ve bir megasıkıştırma depremi olarak tanımlanabileceğini ekledi.
Olası Artçılar İçin Kritik Uyarı
Bölgedeki artçı sarsıntı riskine de dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Pampal, şu önemli uyarıda bulundu: “Artçı sarsıntılar teorik olarak 7,8 büyüklüğüne kadar ulaşabilir. Elbette bu kesin olacak diye bir şey söyleyemeyiz, ama bu olasılığı göz ardı etmek de doğru değil. Bölgede, yeni depremler üretebilecek aktif levha sınırları bulunuyor. Süreci dikkatle izlemek gerekiyor.”