Türkiye’yi Sarsan E-İmza Skandalı: Sahte Diplomalar ve Yüzlerce Usulsüz Atamanın Perde Arkası

E-İmza Skandalında Şok Detaylar: 50 Yıla Varan Hapis İsteniyor

Türkiye’yi sarsan e-imza skandalına ilişkin yürütülen soruşturmada yeni ve çarpıcı detaylar gün yüzüne çıktı. Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, şüpheliler hakkında 5 ile 50 yıl arasında değişen hapis cezaları talep edildi. İddianamede yer alan bilgilere göre, şebekenin son derece organize bir şekilde çalıştığı ve devletin kritik kurumlarını hedef aldığı belirtiliyor.

Soruşturma kapsamında, şüphelilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı ve Başkan Yardımcısı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Eğitim Öğretim Daire Başkanı gibi üst düzey yetkililerin yanı sıra 14 farklı üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanı veya personelinin elektronik imzalarını kopyaladığı tespit edildi.

E-imza skandalı derinleşiyor: Yeni detaylar ortaya çıktı

400 Usulsüz Akademik Atama ve Düzinelerce Sahte Diploma

Skandalın eğitim boyutunda ise vahim bulgulara ulaşıldı. Şüphelilerin, kopyaladıkları e-imzaları kullanarak tam 39 adet sahte üniversite diploması hazırladığı ve bu diplomaları resmi sisteme kaydettiği ortaya çıkarıldı. Bu yöntemle yapılan usulsüz atamaların sayısı ise endişe verici boyutlarda.

Televizyon Programlarına Çıkan İsim de Şüpheli

İddianamede dikkat çeken bir diğer isim ise sık sık televizyon programlarına katılan şüpheli Abdullah Volkan Uçak oldu. Uçak’ın, Ege Üniversitesi’nden alınmış gibi gösterilen ‘psikoloji’ lisans ve ‘klinik psikoloji’ yüksek lisans diplomalarının yasa dışı yollarla YÖK sistemine eklendiği belirlendi.

Depremde Hayatını Kaybeden Avukatları Bile Kullandılar

Şebekenin vicdanları yaralayan bir başka yöntemi daha deşifre edildi. Şüphelilerin, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden avukatların diplomalarını sistemden silerek, yerlerine sahte diploma isteyen kişilerin kayıtlarını yaptıkları tespit edildi. Verdikleri ifadelerde ise 400 akademisyenin usulsüz atanmasında rol oynadıklarını ve bu kişilerin birçoğunun doçent ve profesör unvanı aldığını iddia ettikleri öğrenildi.