Sana Göre Haber

Uzmanlar Açıkladı: Türkiye’deki Orman Yangınlarının Nedenleri ve Etkili Mücadele Yöntemleri

Türkiye’nin yeşil vatanı, her yaz artan orman yangınları tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. 1917’de Sakarya-Hendek’te atılan ilk koruma adımlarından bugüne, ormanlarımızın korunması için birçok yasal düzenleme yapıldı. Ancak artan sıcaklıklar ve insan faktörü, bu çabaları gölgede bırakıyor. Peki, orman yangınlarının artmasının ardındaki gerçek sebepler neler? Neden en kolay yanan ağaçlardan olan çam tercih ediliyor ve yangınla mücadele yöntemleri ne kadar etkili? Emekli Orman Yüksek Mühendisi Ufuk Pekmertol ve Emekli Nazilli Orman İşletme Müdürü Necdet Demirsu, bu kritik soruları yanıtladı.

Yangınların Artışındaki Ana Faktörler: İnsan ve İklim

Orman yangınlarının sebepleri arasında doğal ve beşeri faktörler bulunsa da, ülkemizdeki yangınların büyük çoğunluğu insan kaynaklı. Yıldırımlar, yangınların sadece yüzde 11’ini oluştururken, en küçük bir kıvılcım bile sıcak hava ve rüzgarın etkisiyle büyük bir afete dönüşebiliyor. Ufuk Pekmertol, orman köylülerinin yangınla mücadeledeki önemine dikkat çekiyor:

“Orman köylerinde yaşayan her vatandaş, yangın mükellefliğini kabul etmiştir ve yangına gitmek zorundadır. Orayı en iyi bilen bu insanlar sayesinde büyük yangınlar 2-3 gün sürerdi. Köyden kente göç, geride ormanı ve yangını bilmeyen bir toplum bıraktı.”

Necdet Demirsu ise artan nüfusun ve kırsal alanlardaki insan hareketliliğinin yangın riskini artırdığını belirtiyor. Özellikle 2B olarak bilinen, orman vasfını yitirmiş arazilerdeki ve madencilik sahalarındaki faaliyetler riski tırmandırıyor.

Küresel ısınma da yangınları tetikleyen bir diğer önemli unsur. Demirsu, iklim değişikliğinin etkilerini şöyle açıklıyor:

“Küresel ısınma 2 derece arttıktan sonra orman yangını sayılarında rekorlar kırmaya başladık. Örneğin 2024’te 3 bin 797 yangın çıktı, oysa son 10 yılın ortalaması 2 bin 475’ti. Sıcaklık tek başına yeterli değil. Rutubet yüzde 30’un altına düştüğünde, yanıcı maddenin tutuşma sıcaklığı da düşer. Normalde 350-400 derecede tutuşacak bir materyal, düşük nemde 250 derecede tutuşabilir.”

Ormanların Devamlılığı İçin Neden Çam Ağacı?

Yangın haberlerinde sıkça adı geçen çam ağaçlarının neden tercih edildiği merak konusu. Ufuk Pekmertol, orman arazisine meyve ağacı dikmenin, bölgeyi tarım arazisine dönüştürerek imara açma riski taşıdığını vurguluyor. Bu nedenle orman, kendi doğal örtüsüyle korunmalıdır.

Necdet Demirsu, çam ağaçlarının kendilerini böceklere karşı korumak için salgıladığı reçinenin yanıcılığı artırdığını ancak bu ağaçların ekosistem için vazgeçilmez olduğunu belirtiyor. Çam ağaçları, köklerindeki asidik salgılarla kayalık arazileri bile yeşertebilir ve yansa dahi tohumlarıyla yeniden hayata tutunabilir.

“Ormancılık meyve ağaçlarına bakmak değildir. Orman bir ekosistem kurar; yaban hayatını geliştirir, erozyonu ve selleri önler. En büyük faydası karbon yutağı olmasıdır. Şehirlerin saldığı karbondioksiti fotosentezle dönüştüren ormanlardır. Meyve ağacı bunu yapmaz. Sağlıklı sular ormanlardan gelir. Kimisi zeytinlik, kimisi meyvelik yapılsın diyor. Bunlar asla olmayacak şeyler çünkü ekosistemi kuramazsınız.”

Yangın Söndürmede Kritik Rol: ‘Uçak Gelir Gider, Şerit Açmak Önemli’

Yangınla mücadelede hava araçlarının rolü sıkça tartışılsa da, asıl başarının yer ekiplerine ait olduğu vurgulanıyor. Necdet Demirsu, hava araçlarının temel görevinin, yerdeki ekipleri alevlerden korumak ve alevlerin boyunu kısaltmak olduğunu söylüyor. Asıl müdahale ise yerden yapılıyor:

Şerit açmak çok önemlidir. Yangının etrafında şerit açmazsanız yangını her zaman kaçırırsınız. Helikopter gelip gider, uçak gelip gider. Özellikle iş makinelerinin çalışamadığı sarp ve eğimli yerlerde yer ekipleri şeritleri açar. Hava araçları da bu sırada onların emniyetini sağlar. Yer ekibi olmazsa havadan yapılan müdahale çok anlamlı olmaz. Çünkü sıcak havada suyu attıktan 15 dakika sonra aynı yer kuruyarak tekrar yanmaya başlar.”

Exit mobile version