ABD’nin Yeni Gümrük Vergisi Politikası ve Ekonomik Yansımaları
ABD Başkanı’nın 2 Nisan’da duyurduğu ve birçok ülkeyi hedef alan “karşılıklılık esasına dayalı” yeni gümrük vergileri, küresel ekonomi üzerinde önemli etkiler yaratmaya başladı. Bu vergilerin bir kısmı askıya alınmış olsa da, özellikle otomobil ve çelik gibi sektörlere yönelik yüksek tarifeler, ABD’nin ortalama gümrük vergisi oranını yaklaşık bir asrın en yüksek seviyesine çıkardı. Bu durum, ithalat yapan Amerikan şirketleri tarafından ödenen vergilerin artmasına neden oldu ve hem ABD hem de dünya ekonomisinde çeşitli sonuçlar doğurdu.
Rekor Seviyeye Ulaşan Gümrük Gelirleri
Yale Üniversitesi Bütçe Laboratuvarı’nın analizine göre, 28 Temmuz 2025 itibarıyla ABD’nin ithalata uyguladığı ortalama fiili tarife oranı %18.2‘ye ulaştı. Bu, 1934 yılından bu yana kaydedilen en yüksek oran olarak dikkat çekiyor. Donald Trump’ın göreve gelmesinden önce, 2024’te bu oran sadece %2.4 seviyesindeydi. Bu artış, ABD hükümetinin gümrük gelirlerinde de büyük bir sıçrama yarattı. Resmi verilere göre, Haziran 2025’te gümrük vergilerinden elde edilen gelir 28 milyar dolara ulaşarak 2024’teki aylık gelirleri üçe katladı.
Kongre Bütçe Ofisi’nin Değerlendirmesi
ABD Kongre Bütçe Ofisi (CBO), yeni tarifelerin uzun vadeli etkilerine dair bir projeksiyon yayınladı. CBO’ya göre:
- 6 Ocak ile 13 Mayıs 2025 arasında devreye alınan yeni tarifeler sayesinde, 2035’e kadar olan 10 yıllık dönemde ABD hükümetinin toplam borçlanmasının 2.5 trilyon dolar azalması bekleniyor.
- Ancak CBO, bu tarifelerin ABD ekonomisinin genel büyüklüğünü, tarifesiz bir senaryoya kıyasla küçülteceği uyarısında da bulundu.
- Ayrıca, bu ek gelirin, Trump yönetiminin vergi indirimleri nedeniyle oluşacak gelir kaybını telafi etmeye yetmeyeceği öngörülüyor.
Ticaret Açığı ve Beklenmedik Sonuçlar
Donald Trump’ın gümrük vergilerini savunurken öne sürdüğü ana gerekçelerden biri, ABD’nin dış ticaret açıklarını azaltmaktı. Ancak şu ana kadar ticaret savaşının en belirgin sonuçlarından biri, ABD’nin mal ithalatının artması oldu. Bunun temel sebebi, Amerikalı firmaların yeni tarifeler yürürlüğe girmeden önce stok yaparak vergi maliyetinden kaçınma çabasıydı. Bu süreçte ABD ihracatında ise sadece sınırlı bir artış gözlendi. Sonuç olarak, ABD’nin mal ticaret açığı azalmak yerine büyüdü ve Mart 2025’te 162 milyar dolarla rekor kırdıktan sonra Haziran’da 86 milyar dolara geriledi.
Ekonomistler, stoklama etkisinin zamanla azalacağını ancak uzun vadede ticaret açığını kapatmanın zor olacağını belirtiyor. Zira onlara göre açık, diğer ülkelerin haksız uygulamalarından çok, ABD ekonomisindeki yapısal dengesizliklerden, yani harcamaların üretimi sürekli olarak aşmasından kaynaklanıyor.
Çin ile Ticaret Savaşının Etkileri
Trump yönetimi, Çin’e karşı bir dönem %145’e varan cezalandırıcı gümrük tarifeleri uyguladı. Şu anda %30’a düşmüş olsa da, bu gerilim Çin’in ABD ile olan ticaretini derinden etkiledi. 2025’in ilk yarısında Çin’in ABD’ye ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %11 azaldı.
Buna karşılık Çin, Hindistan’a ihracatını %14, AB’ye %7 ve Birleşik Krallık’a %8 artırarak yeni pazarlar bulabildiğini gösterdi. Washington, Çinli firmaların tarifeleri aşmak için Güneydoğu Asya’da üretim tesisleri kurarak “tarife atlama” (tariff jumping) yapmasından endişe duyuyor.
Değişen Küresel Ticaret Anlaşmaları
Bazı ülkeler, ABD’nin ticaret savaşına kendi engellerini yükseltmek yerine, farklı ülkelerle ticari bağlarını güçlendirerek yanıt verdi. Birleşik Krallık ve Hindistan, Norveç ve Mercosur bloğu gibi birçok ülke ve birlik yeni ticaret anlaşmaları imzaladı. Bu süreçte en çok fayda sağlayan ülkelerden biri Brezilya oldu. Çin, ABD yerine Brezilya’dan soya fasulyesi alımını artırdı. Haziran 2025’te Çin, Brezilya’dan 10.6 milyon ton soya fasulyesi ithal ederken, ABD’den alımı sadece 1.6 milyon tonda kaldı.
ABD’de Tüketici Fiyatları Artışta
Ekonomistler, tarifelerin ithalatı pahalılaştırarak ABD’de tüketici fiyatlarını artıracağı konusunda uyarıyordu. Haziran ayı enflasyon oranı %2.7 olarak açıklandı ve bu, tarifelerin fiyatlara yansımaya başladığının bir işareti olarak yorumlandı. Özellikle beyaz eşyalar, bilgisayarlar, spor ekipmanları ve oyuncaklar gibi ithal ürünlerde belirgin fiyat artışları kaydedildi. Harvard Üniversitesi’nin Fiyatlandırma Laboratuvarı da ithal ürünlerin fiyatlarının, tarifelerden etkilenmeyen yerli ürünlere göre daha hızlı arttığını tespit etti.