Sana Göre Haber

Ekran Bağımlılığıyla Savaş: Hükümetlerin Sosyal Medya Devlerine Karşı Attığı Yasal Adımlar

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un, 15 yaşından küçükler için sosyal medyanın yasaklanması gerektiğine dair açıklamaları, ekran bağımlılığıyla mücadelede yeni bir dönemin habercisi oldu. Macron, Avrupa Birliği‘nin (AB) harekete geçmemesi durumunda Fransa’nın tek başına adım atacağını belirterek, “AB birkaç ay içinde harekete geçmezse, Fransa olarak 15 yaş altına sosyal medyayı biz yasaklayacağız; bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı. Bu çıkış, 14 yaşındaki bir öğrencinin okul görevlisini bıçaklaması sonrası geldi ve şu kritik soruyu gündeme taşıdı: Çocukları sosyal medyanın tehlikelerinden kim koruyacak; devletler mi, yoksa platformların kendisi mi?

Hükümetlerden Ekran Bağımlılığına Karşı Yasal Hamleler

Devletlerin konuya müdahil olmasıyla birlikte, sosyal medya platformlarının etik ve toplumsal sorumlulukları göz ardı etme lüksü ortadan kalkıyor. Bugüne dek sivil toplum çabalarını büyük ölçüde görmezden gelen bu şirketler, şimdi yasal düzenlemelerin baskısıyla karşı karşıya. Hükümetlerin artan baskısı, yalnızca ticari kaygılarla hareket eden platformları, toplumsal fayda ve etik ilkeler doğrultusunda somut adımlar atmaya zorlayabilir.

Ekran Süresinin Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Henüz kullanıcıları sınırlayacak gelişmiş teknik sistemler olmasa da, artan ekran süresinin yol açtığı sorunlar acil önlemleri zorunlu kılıyor. Akıllı telefonlar ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla çocuklarda gözlemlenen akademik başarısızlık, depresyon ve kaygı bozuklukları, geleceğe yönelik ciddi endişeler yaratıyor.

Dünya Genelinde Alınan Önlemler

Birçok ülke, ekran bağımlılığı sorununa karşı yasal düzenlemeleri hayata geçiriyor:

Siber Zorbalık ve Eğitimde Farkındalık Çalışmaları

Dijital dünyadaki en büyük tehditlerden biri olan siber zorbalık, çocukların sanal ortamda yaşadığı şiddetin gerçek hayata yansımasına neden oluyor. Bu konunun önemine dikkat çekmek amacıyla Netflix yapımı “Adolescence” adlı mini dizi, İngiltere, Hollanda ve Fransa’da lise müfredatına dahil edildi. Türkiye’de ise ortaokullarda medya okuryazarlığı dersinin seçmeli olarak sunulması önemli bir adım olsa da, içeriğinin genişletilmesi ve bu alanda nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesi kritik önem taşıyor. RTÜK ve İletişim Başkanlığı‘nın medya okuryazarlığı etkinlikleri artsa da, kurumlar arası uyum içinde yürütülen bütüncül stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır.

Yasal Tedbirler Çocukların Dijital Mahremiyetini Koruyabiliyor mu?

Türkiye’de çocukların dijital güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli kurumlar ve yasalar devrededir. RTÜK, özellikle çocukları, güçsüzleri ve gençleri dijital bağımlılıktan ve zararlı içeriklerden korumayı hedefleyen düzenlemeler yapmaktadır. Ancak RTÜK’ün yetki alanının lisanslı yayıncılarla sınırlı olması, tüm zararlı içeriklerin denetlenmesini zorlaştırmaktadır.

Türkiye’deki Mevcut Durum ve Uygulamalar

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Güvenli İnternet Hizmeti (GİH) gibi uygulamalarla dijital güvenlik farkındalığını artırmayı amaçlıyor. “Aile Profili” seçeneği, müstehcenlik ve şiddet gibi zararlı içeriklere erişimi engellemeye yardımcı oluyor. Doğrudan çocukları hedef alan özel bir yasa olmasa da, 5651 ve 7253 sayılı kanunlar çerçevesinde, kullanıcı şikayetleri üzerine BTK tarafından zararlı içeriklere erişim engeli gibi yaptırımlar uygulanabilmektedir.

Roblox Örneği ve Platform Sorumluluğu

Bu yaptırımların en dikkat çekici örneklerinden biri, Ağustos 2024’te çocuk istismarı iddiaları nedeniyle “Roblox” adlı oyun platformuna getirilen erişim engelidir. Dünya genelinde 13 yaş altı 32 milyon aktif kullanıcısı olan platformun, çocukları cinsel istismara karşı yeterince koruyamadığına dair ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Roblox yöneticileri platformu daha güvenli hale getirme sözü verse de, Türkiye’deki erişim engeli devam etmektedir.

Sonuç olarak, ekran bağımlılığının yarattığı riskler giderek artarken, hiçbir sosyal medya platformunun tam anlamıyla güvenli olmadığı açıktır. Devletlerin bu küresel şirketlere karşı seslerini yükseltmesi umut verici bir gelişmedir. Çocukların korunması için ailelere, platformlara ve devletlere düşen ortak sorumluluklar çerçevesinde, yasal ve toplumsal baskının artarak devam etmesi gerekmektedir.

* Makaledeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir. Yazar: Dr. Cem Yücetürk, Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi.

Exit mobile version