Ekrem İmamoğlu’nun Diploma Tartışması: Gerçekler ve Siyasi Baskılar
Son katıldığım bir televizyon programında, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal gerekçelerini haklı bulan bir AKP yanlısı yorumcuyla karşılaştım. Yorumcuya göre, ortada sahtekârlıkla alınmış bir diploma vakası vardı. Bu durum, konuyu derinlemesine ele almayı zorunlu kıldı. Bu yazıda, Prof. Dr. Tahsin Yeşildere’nin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ve olgulara dayanan analizini özetleyerek konuyu aydınlatacağım.
Siyasi Gündemle İlişkili Bir İptal Kararı
İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi, akademik veya hukuki bir süreçten çok, siyasi bir gündemin parçası olarak öne çıkıyor. Siyasi iktidarın ve ona yakın medyanın, üniversite yönetimine, dekana ve rektöre baskı oluşturduğuna şahit olduk.
Diploma konusu ilk gündeme geldiğinde, hem İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü hem de YÖK, öğrenci lehine olumlu raporlar sunmuştu. Ancak bu raporlar siyasi çevreleri memnun etmemiş olacak ki, baskılar giderek arttı ve dekan istifa etmek zorunda kaldı. Medya üzerinden devam eden baskılar sonucunda rektör, içinde hukukçu bulunmayan üç kişilik bir komisyon kurdu. Bu komisyonun yanıtlaması gereken bazı kritik sorular bulunmaktadır.
Yanıt Bekleyen Kritik Sorular
Üniversite rektörünün atadığı komisyon üyelerinin, akademi ve hukuk camiası adına şu sorulara yanıt vermesi büyük önem taşımaktadır:
- Rektör ve komisyon üyeleri, o dönemin dekanı, yatay geçiş komisyonu üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ve hatta sorumlu öğrenci işleri personeli ile bir görüşme yaptı mı?
- 1989-1990 yıllarında yatay geçişleri düzenleyen, yurtdışı üniversite tanınırlığı veya diploma denkliği gibi konularda net yasa ve yönetmelikler var mıydı? İptal kararı hangi yasa ve yönetmeliklere dayandırılarak verildi?
- İmamoğlu, Girne Amerikan Üniversitesi‘nden İÜ İşletme Fakültesi İngilizce Bölümü’ne yatay geçiş için gerekli belgeleri kamuoyuyla paylaştı. Raporda belirtilen ancak ispatlanamayan “yokluk ve açık hata” tam olarak nedir?
- Yönetim kurulu kararlarındaki imza eksikliği (7 üyeden 4’ünün imzalaması ve diğerlerinin şerh koymaması) öğrenciyi hukuken bağlar mı? İdari bir hatanın öğrenciye yansıtılması adil midir?
- Kayıtlarda Girne Amerikan Üniversitesi yerine Doğu Akdeniz Üniversitesi yazılması gibi hatalar idari bir hata mıdır, yoksa öğrencinin hatası mıdır? Öğrenci işleri personelinin yaptığı hatalar öğrenciyi sorumlu kılar mı?
- İmamoğlu’nun not ortalamasının yatay geçiş ilanına uygun olduğu transkriptiyle sabittir. Bunun aksini gösteren bir belge mevcut mudur?
- 7 Ekim 2024 tarihli, rektör imzalı olumlu bilgi notundan sonra ne değişti de 18.03.2025’te olumsuz bir rapor oy çokluğu ile kabul edildi?
- Rektörlük raporunda geçen “yokluk” (belgenin hukuken hiç var olmaması) ve “açık hata” (bariz ve düzeltilemez hata) tanımlarına göre, İmamoğlu’nun başvuru ve kabul belgelerindeki hatalar nelerdir ve bunlar belgelerle ispatlanabilir mi?
İdari Hatalar Öğrenciyi Bağlamaz
Yapılan incelemelerde, Ekrem İmamoğlu açısından herhangi bir yasadışılık, usulsüzlük, yokluk veya açık hatanın oluşmadığı açıktır. İdare hukuku uzmanları da diplomanın iptalinin hukuken mümkün olmadığını belirtmektedir.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün belirttiği “açık hata” ve “yokluk” hükümleri, idarenin kendi sorumluluğundadır ve idari hatalardır. İmamoğlu’nun başvuru belgeleri, kabulü, 4 yıllık eğitimi, 1992’deki çıkış belgesi ve 1995’teki diploması dahil olmak üzere öğrenci açısından bir kusur görülmemektedir. Siyasi iktidarların üniversiteler üzerindeki baskıları ve yasalara aykırı talepleri kabul edilemez.
Son söz: Bir üniversite rektörlüğünün, ekranlarda iktidar lehine pozisyon alması kurumun itibarına zarar verir. Bu durum, öğrenci ve ailelerin güvenini sarsarak onları başka kurumlara yönlendirir. Böyle bir kişinin o makamda bulunmasının, iktidarla ilişkiler açısından kuruma ne faydası olabilir ki?