Ukrayna kökenli Türk vatandaşı Iryna Melnychuk D., eşi tarafından uğradığı korkunç saldırının detaylarını kamuoyuyla paylaştı. Evliliğinin başından beri psikolojik baskı ve tehditlere maruz kaldığını belirten Iryna, yaşadığı dehşet dolu anları ve sonrasındaki mücadelesini anlattı.
Saldırı Anı ve Sonrası: ‘Can Güvenliğim Yok’
Iryna Melnychuk D., yaşadığı travmatik süreci şu sözlerle ifade etti:
“Evliliğimizin başından itibaren psikolojik baskılar ve tehditler gördüm. Sürekli sınır dışı edilmekle tehdit ediyordu. Daha önce de birkaç kez uzaklaştırma kararı aldırmıştım. 30 Haziran’da çilingir çağırarak evime zorla girmişti. 5 Temmuz gecesi işten dönerken arkamdan zıplayarak kafama vurdu. Yere düştüm, vurmaya devam etti. Komşular ambulans çağırdı. Elim paramparça oldu, kafama zımba atıldı.”
Hastaneden taburcu olmasına rağmen korkusunun devam ettiğini belirten Iryna, “Şimdi hastaneden çıktım ama hâlâ sokakta yürürken korkuyorum. İnanın sokakta yürürken arkaya dönüp kontrol ediyorum, hastaneye geldim burada bile bakıyorum arkadan insanlar yürüyor. Bekliyorum önüme geçsinler. Çünkü korkuyorum artık,” dedi.
“Saldırı Bilinçli ve Planlıydı”
Saldırının anlık bir öfke patlaması olmadığına, aksine planlı olduğuna inandığını vurgulayan Iryna Melnychuk D., durumu şöyle açıkladı:
“Hiçbir madde kullanmadan, bilinçli şekilde yaptı. Çünkü artık onun hayatımda olmasını istemiyordum. Bu yüzden bana zarar verdi. Hastaneden çıkar çıkmaz boşanma davası açtım. Başka birinden 8 yaşında bir kızım var, kızımı Ukrayna’ya göndermek zorunda kaldım, iyileşmeden çocuğumu yanıma alamam.”
Diğer Kadınlara Çağrı: “Korkmayın ve Paylaşın”
Yaşadığı bu acı tecrübenin kendisine önemli bir farkındalık kazandırdığını belirten Iryna, diğer kadınlara seslenerek önemli bir uyarıda bulundu:
“Maalesef böyle bir hata yaptım. Şimdi anlıyorum ki bir insanla nerede tanıştığınızın önemi yok, çok dikkatli olunması gerekiyor. Otelde tanımış olabilirsin, bir bankada çalışıyor olabilir ama bu onun sağlıklı biri olduğu anlamına gelmiyor. O yüzden burada yaşayan tüm kadınlara sesleniyorum: Dikkatli olun. Başınıza böyle bir şey gelirse ve hayatta kalabilirseniz, nerede paylaşabiliyorsanız paylaşın. Çünkü böyle insanların dışarıda dolaşmaması gerekiyor. Kötü niyetli insanların aramızda dolaşmasına izin vermemeliyiz.”