İBB Soruşturmasında Tutuklanan İpek Elif Atayman’dan Anayasa Mahkemesi’ne Başvuru
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen bir soruşturma çerçevesinde 19 Mart 2025 tarihinde tutuklanan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, hak ihlalleri gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı.
Başvurunun Hukuki Dayanakları ve İhlal İddiaları
Atayman’ın avukatları Faik Eren Kaptan ve Mehmet Ümit Erdem tarafından yapılan başvuruda, Anayasa’nın 19., 36., 38. ve 141. maddeleri ile Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5., 11. ve 18. maddelerinin ihlal edildiği öne sürüldü. Başvuruda, Atayman’ın temel haklarının çok yönlü bir şekilde ihlal edildiği belirtilerek şu noktalara dikkat çekildi:
- Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı
- Masumiyet Karinesi
- Adil Yargılanma ve Savunma Hakkı
- Hak Arama Hürriyeti
- Bilgiye Erişim ve Gerekçeli Karar Hakkı
- Keyfi Tutuklama Yasağı
Dilekçede, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla verilen tutukluluk kararının somut deliller yerine sadece katalog suç kapsamında otomatik olarak verildiği, kişiselleştirilmediği ve ölçülülük ilkesinin gözetilmediği vurgulandı. Ayrıca, soruşturma dosyasının medyaya sızdırılmasıyla Atayman hakkında kamuoyunda ‘suçlu’ algısı oluşturulmaya çalışıldığı ve henüz iddianame dahi hazırlanmamışken masumiyet karinesinin zedelendiği ifade edildi.
Avukat Erdem: “Kişi Özgürlüğünün Açık İhlalidir”
Avukat Mehmet Ümit Erdem, sürece ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Müvekkilimiz Dr. İpek Elif Atayman hakkında verilen tutuklama kararı yalnızca katalog suçlara yapılan soyut atıflara dayanmakta, somut hiçbir delille gerekçelendirilmemektedir. Kolluk ve savcılık ifadelerinde yöneltilmeyen suçlamalardan dolayı tutuklanması, savunma hakkının ve kişi özgürlüğünün açık ihlalidir. Müvekkilimizin Afyon’a sürülmesi, ailesi ve avukatlarıyla görüşmesinin keyfi gerekçelerle zorlaştırılması gibi uygulamalar ise insan onuruna ve savunma hakkına aykırı niteliktedir. Bu nedenlerle Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuruda; özgürlük ve güvenlik hakkının, adil yargılanma ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ayrıntılarıyla ortaya koyduk.”