Kan ve Kök Hücre Bağışı Hayat Kurtarıyor: Bir Ünite Kanla 3 Kişiye Umut Olun

Bir Ünite Kan Üç Hayat Kurtarıyor

Prof. Dr. Ali Uğur Ural, düzenli kan ve kök hücre bağışının milyonlarca insanın hayatını sürdürmesi için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Bağış yapmanın yalnızca bir iyilik hareketi olmadığını, doğrudan bir hayat kurtarma eylemi olduğunu belirten Prof. Dr. Ural, sağlıklı her bireyin bu toplumsal sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ifade etti.

Kimler Kan Bağışında Bulunabilir?

Prof. Dr. Ural, sağlıklı bir bireyin yapacağı sadece bir ünite kan bağışıyla üç farklı kişiye umut olabileceğinin altını çizdi. Kan bağışçısı olmak için gereken şartları ise şöyle sıraladı: 18-65 yaş aralığında olmak ve 50 kilogramın üzerinde bir vücut ağırlığına sahip olmak. Erkeklerin 90 günde bir, kadınların ise 120 günde bir kan verebileceğini belirten Ural, “İşlem yaklaşık 30–35 dakika sürer ve tamamen steril, tek kullanımlık malzemelerle gerçekleştirilir. Bu nedenle bağış sırasında herhangi bir hastalık bulaşma riski bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.

Bağışlanan Kanlar Nasıl Değerlendiriliyor?

Her kan bağışında yaklaşık 450 ml, yani bir ünite kan alındığını ifade eden Prof. Dr. Ural, bu kanların hemen kullanılmadığını belirtti. Süreci şöyle özetledi: “Bağışlanan kanlar öncelikle HIV (AIDS), Hepatit B, Hepatit C ve Sifiliz gibi hastalıklar açısından titizlikle test edilir. Güvenli olduğu onaylandıktan sonra kan, eritrosit, trombosit ve plazma olmak üzere üç temel bileşene ayrılarak uygun koşullarda saklanır ve ihtiyaç duyan hastanelere gönderilir.”

Türkiye’deki Kan Grubu Dağılımı

Türkiye’deki kan grubu dağılımı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ural, oranların şu şekilde olduğunu belirtti:

  • A Rh pozitif: %39
  • 0 Rh pozitif: %29
  • B Rh pozitif: %14
  • A Rh negatif: %6
  • AB Rh pozitif: %5
  • 0 Rh negatif: %4
  • B Rh negatif: %2
  • AB Rh negatif: %1

Trombosit Aferezi Bağışı Nedir?

Prof. Dr. Ural, Trombosit aferezi bağışını ise şöyle açıkladı: “Bu yöntemde aferez cihazı ile bağışçının kanı alınarak sadece trombositler ayrıştırılır ve kanın geri kalan kısmı bağışçıya geri verilir. Damar yapısı uygun olan ve belirli ilaçları kullanmamış kişiler, haftada en fazla 2 kez olmak üzere yılda 24 defa trombosit bağışı yapabilir.”

Kök Hücre Bağışı ve TÜRKÖK Sistemi

Kök hücre bağışının özellikle kan hastalıklarının tedavisinde hayati bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Ural, TÜRKÖK sisteminin önemine dikkat çekti. “18–50 yaş arasındaki sağlıklı, Hepatit B, Hepatit C, Sifiliz, HIV (AIDS) ve kanser tanısı almamış bireyler TÜRKÖK’e kök hücre bağışçısı olabilir. Kök hücreler özellikle lösemi, lenfoma ve kemik iliği yetmezlikleri gibi kan hastalıklarının tedavisinde kullanılır” dedi.

“Verici ile alıcı arasında HLA olarak adlandırılan doku uyumu gereklidir. En yüksek eşleşme ihtimali kardeşler arasında olur. Aile içinde uyum bulunamazsa, taramalar akraba dışı gönüllüler arasında yapılır. TÜRKÖK sistemi üzerinden yapılan taramalarda uyumlu gönüllü tespit edilirse, TÜRKÖK yetkilileri gönüllü ile iletişime geçer. Ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar testleri yapılır. Bu işlemler, bağışın hem gönüllü hem de hasta açısından risk oluşturmamasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilir. Sıklıkla bağış kan damarları kullanılarak ve Aferez Cihazı aracılığıyla yapılır ve bağışçıya hiçbir zararı yoktur.”