Sana Göre Haber

Meclis’in Terörle Mücadele Komisyonu Kuruluyor: Beklentiler ve Yol Haritası

Meclis’in Terörle Mücadele Komisyonu Kuruluyor: Adı ve Misyonu

Türkiye’nin terör sorununu gündemden kalıcı olarak çıkarmak ve gelecek nesilleri kan ve gözyaşından uzak bir geleceğe taşımak amacıyla Meclis’te kurulması planlanan komisyon, çalışmalarına başlıyor. Komisyonun ismi üzerine başlayan ilk tartışmalar, sürecin ruhunu belirleyecek olması açısından büyük önem taşıyor. Aslında bu millet, komisyonun adını çoktan belirlemiş durumda.

Eğer bugünleri görseydi, merhum Ahmet Kaya farklı bir ağıtla bu komisyona isim önerirdi. Şehit edilen Bahtiyar Aydın Paşa, konuya doğrudan bir yaklaşımla isim babalığı yapabilirdi. Aynı şekilde rahmetli Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Adnan Kahveci ve Tahir Elçi gibi isimler de bu komisyonun manevi kurucuları arasında yer alırdı. En önemlisi, evlat hasretiyle yanan Diyarbakır Anneleri, komisyonun hem ismini hem de izleyeceği yolu zihinlere kazımış durumdadır.

Komisyonun Yol Haritası ve Beklenen Düzenlemeler

Komisyonun yaz boyunca yoğun bir çalışma temposuyla ilerlemesi ve sonbaharda, sürecin seyrine göre çeşitli yasa taslaklarını Meclis gündemine taşıması öngörülüyor. Ancak bu süreçte en kritik noktalardan biri, yapılacak düzenlemelerin bir cezasızlık algısı yaratmamasıdır. Zira burada ele alınan konu, klasik anlamda bir Kürt sorunu değil, PKK terör örgütünün tasfiyesi sürecidir.

İlk Etapta Ele Alınacak Konular

Başlangıç olarak, sürecin doğasına uygun şekilde şu başlıkların masaya yatırılması beklenmektedir:

Sürecin Potansiyel Zorlukları

Örgütün silah bırakmasını takiben topluma entegrasyon sürecinin sancılı geçmesi muhtemeldir. Ayrıca, ana dilde eğitim, anayasal vatandaşlık ve yerel yönetimlerin özerkliği gibi toplumun hassas olduğu konularda taleplerin artırılması gibi girişimler de sürpriz olmayacaktır. Anayasa’nın bir toplum sözleşmesi olarak, yalnızca PKK’lıların silahsızlandırılmasına indirgenemeyeceği unutulmamalıdır.

Kilit Aktörler ve Toplumsal Beklentiler

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir terör örgütü, fesih kararıyla silah bırakma sürecine giriyor. Bu durumun özel bir hukuki çerçevesi bulunmuyor ve özel düzenlemeler yapılması gerekebilir. Süreç ilerlediğinde, Abdullah Öcalan‘ın hukuki statüsü ve Selahattin Demirtaş‘ın sürece aktif katılımı gibi konular da gündeme gelebilir. Zira Öcalan’ın 26 yıldır örgütten fiziken uzak olması ve dağdaki kadroların farklı bir gerçeklikte yaşaması, siyasi adaptasyonlarını zorlaştırmaktadır.

Esas mesele, sembolik bir silah yakma töreninden öte, zihinlerdeki silahların bırakılmasıdır. Ancak örgütün bu sürece tam olarak hazır ve istekli olduğunu söylemek güçtür; ara sıra yapılan taktiksel açıklamalar ve öne sürülen ön şartlar bunun bir göstergesidir.

Sonuç olarak, toplumda sürece yönelik destek artsa da halk somut neticeler görmek istemektedir. Milletin beklentisi, komisyonun küçük siyasi hesaplarla vakit kaybetmemesi, bilgi sızdırma operasyonlarıyla yıpratılmaması ve üyelerinin öncelikle kendi aralarında bir güven ortamı tesis etmesidir.

Exit mobile version