Türk havacılık tarihinin en önemli figürlerinden Vecihi Hürkuş tarafından yetiştirilen yeğeni Eribe Kartal Hürkuş, Türkiye’nin ilk kadın hava şehidi olarak tarihe geçmiştir. Bebek yaşta anne ve babasını kaybeden Eribe, dayısı Vecihi Hürkuş’un kanatları altında büyüdü. Ancak havacılık tutkusu, trajik bir sonla noktalandı.
Henüz 18 yaşındayken, 29 Ekim 1936 tarihindeki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında gerçekleştirdiği atlayışta paraşütünün açılmaması sonucu ağır yaralandı. Kaldırıldığı hastanede bir gün sonra hayatını kaybeden Eribe Hürkuş, adını tarihe acı bir anıyla yazdırdı.
Tarihi Mezar Taşının Dokunaklı Hikayesi
Cebeci Askeri Şehitliği’ne defnedilen Hürkuş’un mezarı, 2007 yılında yenilenirken, 71 yıllık orijinal mezar taşı hasar gördüğü gerekçesiyle molozların arasına atıldı. Bu tarihi yadigâr, Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Bahadır Gürer ve arkadaşlarının titiz girişimleriyle bulunduğu yerden kurtarıldı.
Avukat Gürer tarafından restore ettirilerek koruma altına alınan mezar taşı, şu anda dernek binasında, kurulacak olan Vecihi Hürkuş Müzesi‘nde sergileneceği günü bekliyor. Mezar taşının üzerinde, Eribe Kartal Hürkuş’un fotoğrafı ve havacılık okulundan arkadaşı Sait Bayav’ın onun için yazdığı dokunaklı dizeler yer alıyor:
Ziyaretçi! Dur. Burada, gömdüler bir yıldızı.
Burada Eribe yatar, göklerin ilk Türk kızı.
Eribe: Bulutlara sarıldın, kalbimizdesin bütün,
Ne çıkar sana kefen olduysa paraşütün.Sait Bayav
Mezar taşında doğum tarihi 22 Kasım 1919, ölüm tarihi ise 29 Ekim 1936 olarak belirtilse de, Vecihi Hürkuş’un hatıratı gibi kaynaklarda bu tarihlerin 30 Ekim 1918 ve 30 Ekim 1936 olduğu bilgisi yer almaktadır.
Vecihi Hürkuş’un ‘Kızı’ Gibiydi
Dernek Başkanı Bahadır Gürer, Eribe’nin dayısı Vecihi Hürkuş’a ‘baba’ diye hitap ettiğini, aralarında derin bir bağ olduğunu belirtiyor. Gürer, “Eribe’nin babası Binbaşı Bedrettin Bey ve annesi Remziye Hanım, Kurtuluş Savaşı’nda birer hafta arayla şehit düştü. Vecihi Bey, Eribe’yi kızı gibi benimsedi ve sürekli yanında tutarak Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’nde pilotluk eğitimi almasını sağladı.” diye konuştu.
“Vecihi Bey’in Hayatındaki En Büyük Sarsıntı”
Gürer, Eribe’nin 29 Ekim törenlerinde paraşütle atlama isteğine Vecihi Hürkuş’un başlangıçta karşı çıktığını ancak dönemin Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca’nın ricasıyla izin verdiğini anlattı. Gürer, o trajik günü şöyle özetledi: “Eribe, törenlerden iki gün önce başarılı bir atlayış yapmıştı. 29 Ekim sabahı yaptığı atlayışta ise paraşütü açılmadı ve yere çakıldı. Hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu olay, Vecihi Bey’in hayatındaki en büyük sarsıntılardan biridir.”
Mezar Taşının Ankara’dan İstanbul’a Yolculuğu
Bahadır Gürer, 2007 yılında Cebeci Askeri Şehitliği’ni ziyaret ettiklerinde mezarın yerinde bir toprak yığını bulduklarını ve büyük bir şok yaşadıklarını belirtti. Gürer, “Bize ‘Bu mezar taşları çok eskimişti, yerine tek tip yapılacak’ dendi. İşçilerin molozlar arasından bulup getirdiği taşı hemen aldık ve minibüsle İstanbul’a getirdik.” dedi.
Taşın restorasyon sürecini anlatan Gürer, “Mezar taşı iki sene benim yatak odamda kaldı. Ne yapacağımızı bilemiyorduk. Sonra iyi bir ustayla paslanmış demir çerçevesini kesip mermeri birleştirdik. Bu taş, ileride kuracağımız müzenin en değerli objelerinden, yaşayan bir tarih olacak.” ifadelerini kullandı. Gürer, Vecihi Hürkuş ve Eribe Kartal Hürkuş hakkında bilgi almak isteyenleri dernek binalarına davet etti.