Büyükçekmece’de Soruşturma Depremi: Başkanvekili Ahmet Şahin’in Tutukluluğunda HTS Çelişkisi
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün‘ün 4 Haziran’da tutuklanması sonrası yerine seçilen Belediye Başkanvekili Ahmet Şahin, 8 Temmuz’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen bir mali soruşturma kapsamında tutuklandı. Şahin’in tutuklanmasına, daha önce aynı soruşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak serbest kalan iş insanı Ali Nuhoğlu‘nun ifadeleri dayanak gösterildi. Ancak Şahin’in tutukluluğuna yapılan itiraz, dosyadaki önemli çelişkileri gözler önüne serdi.
Etkin Pişmanlık İfadeleri ve Rüşvet İddiası
İş insanı Ali Nuhoğlu, etkin pişmanlık ifadesinde, belediyeden aldığı ihalelerin hak edişlerini zamanında alabilmek için bazı kişilere rüşvet niteliğinde komisyon ödemeye zorlandığını ve bu isimlerden birinin de Ahmet Şahin olduğunu iddia etti. Nuhoğlu, kendi personeli Oğuz Kaan Demircioğlu aracılığıyla Şahin’e 2 Ağustos 2024 ve 21 Kasım 2024 tarihlerinde elden ödeme yaptığını ve bu durumun HTS (Historical Traffic Search) kayıtlarıyla kanıtlanabileceğini öne sürdü.
Tutukluluğa İtirazda Ortaya Çıkan Kritik Delil: Ortak Baz Kaydı Yok
Ahmet Şahin’in tutukluluğuna yapılan itiraz dilekçesinde, iddiaların temelini sarsan bir bulguya yer verildi. Yapılan teknik incelemeye göre, Şahin ile parayı teslim ettiği iddia edilen Oğuz Kaan Demircioğlu arasında, suçlamanın yapıldığı tarihlerde ve öncesi/sonrasındaki günlerde hiçbir ortak baz istasyonu kaydının bulunmadığı ortaya çıktı. Bu durum, iki ismin iddia edilen tarihlerde bir araya gelmediğini teknik olarak kanıtlar nitelikte.
İfadelerdeki Tarih Tutarsızlığı
Öte yandan, hem Ali Nuhoğlu’nun hem de çalışanı Demircioğlu’nun, rüşvet olarak verildiği iddia edilen paranın teslim tarihlerini ifadelerinde farklı beyan ettikleri de tespit edildi.
Soyadı Sonradan Hatırlandı İddiası
Soruşturmadaki bir diğer dikkat çekici nokta ise Ali Nuhoğlu’nun ifade süreci oldu.
23 Mart’ta tutuklanan ve 2-4 Haziran’daki ifadeleriyle tahliye olan Nuhoğlu, ilk ifadelerinde Şahin’den yalnızca ‘Ahmet’ diye bahsetmişti. Ancak tahliye olduktan sonra 20 Haziran’da savcılığa yeniden giderek verdiği ek ifadede, daha önce ‘Ahmet’ dediği kişinin tam adının ‘Ahmet Şahin’ olduğunu belirtmesi, davanın seyrini değiştiren bir gelişme olarak kayıtlara geçti.