Diyanet’in Cuma Hutbesi Gündemde: ‘Hayâ ve Örtünme Allah’ın Emridir’

Muhterem Müslümanlar!

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği” konulu Cuma hutbesinde önemli mesajlar verildi. Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabına,

اِسْتَحْيُوا مِنَ اللّٰهِ حَقَّ الْحَيَاءِ “Allah’tan gerektiği gibi hayâ ediniz!”

buyurdu. Ashâb-ı kirâm, “Ya Resûlallah! Biz Allah’tan hayâ ediyoruz!” dediklerinde, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) onlara şu uyarıda bulundu:

“…Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, bütün organları her türlü günah ve haramdan korumaktır. Dünyanın geçici nimetlerine aldanmamaktır. Ölümü ve hesabı asla unutmamaktır.”[1]

Aziz Müminler!

Hayâ, yüce dinimiz İslam’ın kadın erkek her Müslüman’a emrettiği temel bir ahlak ilkesidir. Hayâ, nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur ve insanı bütün kötülüklerden koruyan güçlü bir kalkandır. Bu, bir hayat tarzı olup, fıtratın gereği, bedenin süsü ve imanın hayata yansımasıdır. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifinde,

اَلْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإِيمَانِ “…Hayâ, imandan bir parçadır.”[2]

buyurarak, hayânın önemine dikkat çekmektedir. Hayâsızlık ise, ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın…”[3]

Mahremiyetin İhlali ve Modern Anlayış

Maalesef, mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Bu anlayış, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgemiştir. Oysaki insanın bedenini ve mahremiyetini sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır. Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:

“Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever.”[4]

Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, Allah’ın örtünme emrini ihlaldir ve haramdır. Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler Allah Resûlü (s.a.s)’in ifadesiyle, كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ “Giyinik çıplaklardır.”[5]

Estetik, Dövme ve Dijital Paylaşımlar

Tıbbi bir zorunluluk olmadan, sırf beğenilmek ve özenti uğruna estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak, Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir, günahtır. Ayrıca dövme yaptırmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmaktır ve haramdır. Ekranlarda ve dijital mecralarda dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak da her açıdan çirkin bir davranıştır ve haramdır. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyurur:

“Müminler arasında hayâsızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”[7]

Erkek ve Kadına Ortak Sorumluluk

Allah’ın hayâ ve iffet konusunda erkeğe ve kadına yüklediği sorumluluk aynıdır. Nûr sûresinde hem mümin erkeklere hem de mümin kadınlara gözlerini haramdan sakınmaları ve iffetlerini korumaları emredilir.[8] Ölçümüz, Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünneti olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bedeni açıkta bırakan ve vücut hatlarını belli eden kıyafetler bir tarz değil, Allah’ın emirlerini ihlal etmektir. Medya aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, aile kurumuna yönelik bir saldırıdır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir. Neslimizin iffetini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Hutbe, Allah Resûlü’nün şu duasıyla son buldu:

اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim.”[9]