Sana Göre Haber

Filistin’i Tanıma Kararları Avrupa’da Yayılıyor: İsrail Politikasında Tarihi Değişim

Avrupa’nın Filistin Politikası Değişiyor

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın 1967 sınırları temelinde Filistin devletini resmen tanıma kararı alması, Avrupa siyasetinde önemli bir değişimin habercisi oldu. Bu adımların ardından Fransa’nın da benzer bir karar alacağını duyurması ve İngiltere’nin, İsrail’in belirli şartları karşılamaması durumunda Eylül ayındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Filistin’i tanıyabileceğini açıklaması, kıtanın İsrail’e yönelik politikasında bir kırılma noktası olarak yorumlanıyor.

Uluslararası hukuk uzmanları, Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e koşulsuz destek veren Avrupalı devletlerin tutumundaki bu kaymayı Anadolu Ajansı’na değerlendirdi.

Uzman Görüşleri: Tanıma Kararlarının Anlamı ve Etkileri

Prof. John Quigley: “Tanıma Kararı ile Gazze’deki Soykırım Arasında Bağlantı Var”

ABD Ohio Devlet Üniversitesi’nden emekli uluslararası hukuk uzmanı Profesör John Quigley, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararının sembolik, siyasi ve hukuki açıdan büyük önem taşıdığını vurguladı.

“Bir varlığın devlet olmasının yolu diğer devletler tarafından kabul edilmesidir. Bu çok kesin olmayan bir standart ama böyle işliyor.”

Quigley, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Gazze’deki açlığa dikkat çekerek bu kararı İsrail üzerinde bir baskı aracı olarak gördüğünü belirtti. Uzman, tanıma beyanlarının ardından Filistin’in tam BM üyeliği ve Gazze’ye yönelik insani ve askeri bir müdahale gibi adımların gelmesi gerektiğini ifade etti. Quigley’e göre, Avrupa devletlerinin tutum değişikliğinin arkasında yatan nedenlerden biri de “çocukların açlıktan ölmesi ve buna karşı hiçbir şey yapmamış olmalarından utanç duymaları” ve artan kamuoyu baskısı.

Dr. Lena El-Malak: “Tanıyan Devletlerin Filistin’e Karşı Yükümlülükleri Artacak”

Uluslararası hukuk uzmanı Dr. Lena El-Malak, tanıma kararlarının hukuki sonuçlar doğuracağına dikkat çekti.

“Filistin devletini tanıyan ülkelerin, devam eden işgale ve uluslararası hukuk ihlallerine herhangi bir şekilde destek olmama yükümlülükleri olacak. Zaten böyle bir sorumlulukları var ancak tanıdıkları Filistin devletine karşı bu yükümlülüklerini daha açık biçimde yerine getirmeleri gerekecek.”

El-Malak, bu durumun silah ambargosu, ekonomik ve kültürel yaptırımlar gibi somut adımlar gerektireceğini söyledi. İngiltere’nin şartlı tanıma yaklaşımını eleştiren El-Malak, “Devlet tanınması İsrail’in iradesine veya başka şarta bağlı olmamalı. Bu, Filistin halkının devredilemez hakkı,” dedi. El-Malak, özellikle Gazze’deki açlık görüntülerinin uluslararası kamuoyunda bir dönüm noktası olduğunu belirtti.

Lara Bird-Leakey: “Devredilemez Hak, Şartlı Olamaz”

İngiltere Parlamentosu Kıdemli Dışişleri ve Savunma Araştırmacısı Lara Bird-Leakey de İngiltere’nin şartlı tanıma politikasının sorunlu olduğunu vurguladı.

“Bu, İsrail’in İngiltere hükümetinin ne yapacağını belirlemede önemli rol oynamasına izin veriyor. İngiltere hükümeti 100 yıl önce mümkün kıldığı mirasın geri alınmasında daha aktif rol almalı.”

Bird-Leakey, İngiliz siyasetindeki değişimin isteksizce ve büyük ölçüde kamuoyu baskısıyla geldiğini belirtti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu durdurmak için diplomatik mekanizmaların yetersiz kaldığını ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar gibi somut adımların atılması gerektiğini savundu. Bird-Leakey, “Şartlı tanıma, Gazze’deki soykırımı durdurmak için çok az ve çok geç bir adım,” diyerek sürecin artık uluslararası hukuk temelinde ilerlemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Exit mobile version