Tüm dünyanın gözleri önünde, 2025 yılında insanlık onurunu zedeleyen bir trajedi yaşanıyor: Gazzeliler sistematik bir şekilde açlığa mahkum ediliyor. Bu durum, İsrail’in öne sürdüğü gibi bir lojistik sorundan kaynaklanmıyor; aksine, ince matematiksel hesaplara dayanan planlı bir devlet politikası olarak ortaya çıkıyor. İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Guardian, bu korkunç hesapları manşetine taşıyarak İsrail’in Gazze halkını açlıkla nasıl hedef aldığını gözler önüne serdi.
Gazze’deki Kıtlığın Korkunç Matematiği
Gazze’deki kıtlığın temel denklemi oldukça basit ve bir o kadar da dehşet verici. Filistinliler abluka nedeniyle Gazze topraklarından ayrılamıyor, devam eden savaş yüzünden tarım yapamıyor ve İsrail tarafından uygulanan yasak sebebiyle balıkçılıkla geçinemiyor. Bu durum, bölgede yaşayan milyonlarca insanın kalori ihtiyacının tamamının dışarıdan gelen yardımlarla karşılanmasını zorunlu kılıyor.
İsrail yönetimi, Gazzelilerin hayatta kalması için gereken besin miktarını yaklaşık 20 yıldır biliyor ve bu bilgiyi Gazze’ye giren gıda miktarını kontrol ederek halk üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyor.
Utanç Verici İtiraf: “Filistinlilere Diyet Yaptırmak”
Bu politikanın en net ifadesi, eski başbakanlardan Ehud Olmert’in danışmanı Dov Weisglass tarafından 2006 yılında kullanılmıştı. Weisglass, o dönemde yaptığı bir açıklamada şu şok edici sözleri sarf etmişti:
“Burada yapmaya çalıştığımız şey Filistinlilere diyet yaptırmak; ama açlıktan ölecekleri kadar da değil…”
Bu tüyler ürperten hesapların detayları, insan hakları örgütü Gisha’nın iki yıl sonra açtığı davayı kazanmasıyla mahkeme kararıyla kamuoyuna açıklanmıştı.
COGAT’ın Kalori Hesapları
Günümüzde Gazze’ye giren yardımları, İsrail’in işgal altındaki topraklardaki faaliyetlerini yürüten COGAT birimi kontrol ediyor. COGAT’ın kendi hesaplamalarına göre, bir Filistinlinin günlük ortalama enerji ihtiyacı 2.279 kalori. Bu da Gazze’nin toplamda günlük 1.836 kilogram gıdaya ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Ancak mevcut durumda, insani yardım kuruluşları bu miktarın çok daha azına razı olmuş durumda ve 2,1 milyon kişi için aylık 62 bin ton kuru gıda talep ediyor.
İsrail Suçlamaları Reddederken Veriler Gerçeği Gösteriyor
Gazze’de yaşanan açlık kıtlık seviyesine ulaşırken, İsrailli yetkililer bunun kasıtlı bir politika olduğunu reddediyor. Tel Aviv yönetimi, kanıt sunmaksızın Hamas’ın yardımları çaldığını veya Birleşmiş Milletler’in dağıtımda başarısız olduğunu iddia ediyor. Ancak İsrail hükümetinin kendi topladığı veriler bile sistematik bir aç bırakma politikasını kanıtlar nitelikte.
Örneğin, COGAT kayıtlarına göre, Mart-Haziran 2025 döneminde İsrail, Gazze’ye sadece 56 bin ton gıda girişine izin verdi. Bu miktar, aynı dönemdeki ihtiyacın dörtte birinden bile az. Dolayısıyla, BM’nin gönderdiği her yardım dağıtılsa dahi açlık kaçınılmazdı.
Uluslararası Uzman Raporları Durumun Vahametini Ortaya Koyuyor
BM destekli gıda güvenliği uzmanları (IPC), durumu “en kötü senaryo” olarak tanımlarken, hazırlanan raporda gıda teslimatının “ihtiyaç duyulan seviyenin çok altında” olduğu ve “kaynakların girişi üzerinde çok ağır kısıtlamalar uygulandığı” belirtildi. Kıtlık Değerlendirme Komitesi (FRC) ise gıda nakliyatının “fazlasıyla yetersiz” olduğunu vurguladı.
Uluslararası Baskı Artıyor
Yaşanan kriz, İsrail’in en yakın müttefiklerinin bile sesini yükseltmesine neden oldu. ABD Başkanı Donald Trump, “her gram gıdanın” aç çocuklara ulaştırılması gerektiğini belirtti. Bu baskılar üzerine Başbakan Binyamin Netanyahu, “asgari” düzeyde ek yardıma izin vereceğini duyurdu.
Bu kapsamda, ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee’nin Gazze’ye bir ziyaret gerçekleştireceği ve durumu Başkan Trump’a raporlayacağı açıklandı.
Havadan Yardımlar: Bir Algı Operasyonu mu?
Bölgeye giren kamyon sayısı artsa da miktar hala yetersiz. Bu süreçte yeniden başlayan havadan yardım indirme operasyonları ise yüksek maliyetli, verimsiz ve tehlikeli olmasının yanı sıra bir algı operasyonuna hizmet ediyor. Bu yöntem, İsrail ve müttefiklerinin bilinçli politikayı bir lojistik sorun gibi gösterme çabası olarak eleştiriliyor.
Geçmişte en az 17 kişi, bu yardımları almaya çalışırken hayatını kaybetti. İsrail verilerine göre, savaşın ilk 21 ayında yapılan 104 uçuş, Gazze’nin sadece 4 günlük gıda ihtiyacını karşılayabildi ve on milyonlarca dolara mal oldu.
“Toplu Aç Bırakma Politikası” ve Soykırım Suçlaması
İsrail merkezli insan hakları örgütü B’tselem, yaşananları “resmi ve açıkça ilan edilmiş bir toplu aç bırakma politikası” olarak nitelendirerek İsrail’i Gazze’de soykırım yapmakla suçladı. Raporlar, İsrail’in Gazze halkının hayatta kalması için ne kadar gıdaya ihtiyaç duyduğunu bildiğini ancak kasıtlı olarak çok daha azının girişine izin verdiğini gösteriyor. Bu, insan eliyle yaratılmış bir kıtlıktır ve sorumlusu İsrail’dir.