İş Dünyasından Kısa Çalışma Ödeneği Talebi: Ekonomistler Ne Diyor?
Sektörlerde yaşanan sorunların artmasıyla birlikte iş dünyası, COVID-19 salgını döneminde sıkça başvurulan kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi yönünde çağrıda bulundu. İSO Dış Giyim Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’nun ardından TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da KÇÖ’nün yaygın bir şekilde devreye alınmasını talep etti. Hatırlanacağı üzere, 2020 ve 2021 yıllarında yoğun olarak kullanılan bu sistem aracılığıyla İşsizlik Sigortası Fonu’ndan (İSF) iki yıllık süreçte toplam 37 milyar liralık ödeme gerçekleştirilmişti.
Ekonomistler Uyardı: “İşten Çıkarma Dalgasının Habercisi”
Ekonomistler, işverenlerin bu yeni talebini ekonomik krizin derinleştiğinin bir göstergesi olarak yorumluyor. Konuyu değerlendiren Prof. Dr. Sinan Alçın, pandemi dönemindeki uygulamayı hatırlatarak şu eleştiriyi getirdi:
“Pandemide birçok işletme tam zamanlı faaliyet sürdürdüğü halde çalışanları yarı ücrete mahkûm bırakmıştı. Bu durgunlukta da faturanın çalışanlara kesilmesi yönünde bir talep kabul edilemez.”
Ekonomist İnan Mutlu ise talebin, hükümetin söylemleriyle çeliştiğine dikkat çekti ve şu vurguları yaptı:
“İktidarın ‘Biraz daha sabır, işler iyiye gidiyor’ söylemini, iş dünyası bu taleple boşa düşürüyor. Krizden çıkış yolu, zaten pula dönmüş ücretleri daha da düşürmekte görülüyor. Halen İSF’de 467 milyar liralık kaynak var. İktidar da enflasyonun sorumlusu olarak ücretleri gördüğünden, ‘iyiye gidiş’ söylemiyle ters düşse de hayata geçirebilecekleri bir öneri. İşçileri işsizlik ile KÇÖ arasında tercih yapmak zorunda bırakabilirler.”
Ekonomist Arda Tunca ise durumu daha sert bir dille eleştirdi:
“Bu, akıldışı politikaların ve liyakatsizliğin bir anlatımıdır. Çıkmazda debelenen iş dünyası, bu düzenin ortağıydı. Sustular, hatta alkışladılar. Kârları patlarken sesleri çıkmıyordu. Şimdi kriz derinleşince devleti göreve çağırıyorlar. Talep, bir işten çıkarma dalgasının habercisidir. Kriz olarak nitelenen koşullar artık süreklilik arz eden sosyal ve psikolojik bir bunalıma dönüşmüştür.”