Rusya’daki 8.8’lik Deprem Neden Can Almadı? Türkiye İçin Hayati Dersler

Rusya’daki 8.8’lik Deprem Neden Can Kaybına Yol Açmadı?

Geçtiğimiz günlerde Rusya’nın doğusunda 8,8 büyüklüğünde dev bir deprem meydana geldi. Tarihin en büyük sarsıntılarından biri olmasına rağmen, bu depremin sevindirici bir sonucu vardı: Bölgede herhangi bir can kaybı yaşanmadı. Bu durum, deprem gerçeğiyle yaşayan ülkeler için önemli bir ders niteliği taşıyor.

Türkiye İçin Kritik Karşılaştırma: Yapı Güvenliği

Peki, benzer büyüklükte bir depremin ülkemizin herhangi bir yerinde, özellikle de İstanbul‘da yaşanması durumunda sonuç ne olurdu? Ne yazık ki, bu senaryonun büyük bir felaketle sonuçlanacağı öngörülüyor. Rusya ve Japonya gibi ülkelerde büyük depremler yaşanırken can kayıplarının minimumda kalması, akıllara şu soruyu getiriyor: Biz neden bu kadar savunmasızız?

Öncelik Sırası: Dekorasyon mu, Dayanıklılık mı?

Bu sorunun cevabını aslında hepimiz biliyoruz fakat gereğini yapmakta yetersiz kalıyoruz. Binalarımızın iç dekorasyonuna ve estetiğine gösterdiğimiz özeni, maalesef depreme karşı dayanıklılığına, yani yapısal güvenliğine göstermiyoruz.

2011 Simav Depremi’nden Bir Hatırlatma

Bu konudaki acı bir tecrübeyi hatırlamakta fayda var. 2011 yılında Simav, 5,9 şiddetinde bir depremle sarsıldığında, insanların binalardan nasıl bir panikle kaçtığına şahit olduk. Güven vermeyen yapılardan bir an önce uzaklaşma çabası, yapı stokumuzun durumunu gözler önüne seren acı bir manzaraydı.

Depreme Karşı Tek Gerçek Çözüm

Rusya’daki hasarsız deprem ile Simav’daki panik anını karşılaştırdığımızda, tek bir gerçek ortaya çıkıyor: Depremlere karşı korunmanın en etkili ve neredeyse tek yolu, içinde yaşadığımız binaların sağlam olmasıdır. Depremlerin kendisi, denizin taşması veya yerin yarılması gibi doğal sonuçlar doğurabilir. Ancak günümüz teknolojisi ve mühendislik imkanları varken, binaların yıkılması nedeniyle ölmek, akıllardan bile geçirilmemesi gereken bir durumdur.